16.Bölüm: İki Aşk ve Bir Savaş

340 92 116
                                    

Merhaba.

İçimizi ısıtan bir bölümle geldim. Bu bölüm güzel şeyler olacak. Söylemedin demeyin...

Keyifli okumalar dilerim.

***

İki aşkın ve bir savaşın ortasında kalmıştım.

Kalbim Kerem ile olmak isterken mantığım Tolga ile vakit geçirmeye devam etmem gerektiğini söylüyordu.

Kalbim ve mantığım sürekli birbiriyle çelişiyordu. İçimde bitmek bilmeyen bir savaş vardı.

Bugün ise bu savaşın galibi kalbimdi. Şimdilik...

Çünkü tam da şu an, içinde bulunduğum taksi beni Kerem'e götürüyordu. Kalbim, galip geldiği andan itibaren bütün bedenim üzerinde hakimiyetini ilan etmişti. Devre dışı kalan mantığım ile birlikte kendimi Batu'ya sorular sorarken bulmuştum. Tamamı Kerem'den oluşan soruların bir tanesinde ev adresini de almayı başarmıştım.

Ara sıra hakimiyeti tekrardan eline almaya çalışan mantığım sebebiyle oturup düşünmeden edemiyordum. Acaba doğru mu yapıyordum? Yoksa her şey baştan beri koca bir yanılgıdan mı ibaretti? Kerem'i bile bile kendi kaosuma mı sürüklüyordum? Bunu bildiğim halde neden engel olamıyordum?

Kafamdaki sorularla boğuşurken, belki de kendi yanılgılarımda boğulurken taksicinin sesiyle birer toz bulutu gibi dağıldı düşüncelerim.

Gelmiştik. Oldukça gergindim. Belki bir parça da heyecanlı...

Ücreti ödedikten sonra taksiden indim. Karşımdaki evin pencerelerinde gezindi bakışlarım. Derin bir nefes aldığım sırada, göz ucuyla elimdeki pakete baktım. Soğuk baklava almıştım. Batu'nun söylediğine göre Kerem'in en sevdiği tatlı buydu.

Derin bir nefes alarak sakinleşmeyi umduktan sonra yavaşça karşımda duran apartmana girdim. Asansöre bindiğimde gerginliğim bir nebze de olsa yatışmış, yerini heyecana bırakmıştı. Bu heyecan duygusunu garipsedim, çünkü alışkın değildim. Gerginlik ise neredeyse nefes almak kadar tanıdıktı bana...

On birinci katın düğmesine bastım. Geride bıraktığım her katla birlikte içimdeki heyecan da artıyordu.

Nihayet on birinci kata geldiğimde derin bir nefes aldım. Kapının önünde bir an duraksadıktan sonra bir kez daha düşünmemek için, aynı zamanda da vazgeçmekten korktuğum için hemen zile bastım. Çok geçmeden kapı açıldı ve Kerem'in şaşkın suratı beni karşıladı.

Batu'dan Kerem'e söylememesi için ricada bulunmuştum, beni kırmadığı için ona bir teşekkür borçluydum.

Ne olduğuna anlam veremeyen bakışları yüzümde gezindi. Yüzündeki şaşkınlık yerini kırgın bir ifadeye bıraktı. Bu garip duruma son vermek adına elimdeki paketi ona doğru uzattım. "Soğuk baklava... Batu söyledi."

Elimdekine bir bakış attıktan sonra tekrar yüzüme odaklandığında kendimi kötü hissettim. Yüzünde mutsuz bir ifade vardı. Omuzları çökmüştü. Oldukça yorgun görünüyordu.

"Çok seviyormuşsun..." Saçımın bir tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdım. "Bir şey söylemeyecek misin?"

Bana baktı. Hafifçe başını salladı. Gözlerime imalı bir bakış atarak "Evet, çok seviyorum."dedi. Elimdeki pakete uzandı. "Teşekkür ederim."

Şu an karşımda küçük bir çocuk gibi duruyordu. Her hareketiyle, kalbim sanki mümkünmüş gibi daha da çok kırılıyordu. Bir an önce gönlünü almak istiyordum. Bana kırgın bakması hoşuma gitmiyordu.

AN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin