Merhaba...
Yeni bölümle karşınızdayım.
Çok sık bölüm atıyorum, bir yorumu çok görmeyin bana, olur mu?
Keyifli okumalar dilerimm...
***
Kalbin ve zihnin ihtilali...
***
Kerem'den...
Her zaman, hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inanmışımdır.
Her şeyin bir sebebi var. Hayatıma giren her insanın bana katacağı veya benden götüreceği bir şeyler var. Kısacası yaşanan her an'ın bir sebebi vardı bana göre.
Aysu...
Daha önce onu okuldayken birkaç kez görmüştüm. Fakat hiç tanışmamıştık. Güzel kız, diye geçirmiştim içimden. Fazlası yoktu. Zaten o zamanlar, Aysu'yu tanımıyordum. Onu tanımadan hakkında herhangi bir kanıya varmak çok yanlış bir tutum olurdu.
Güzel olmasının yanında dıştan bakıldığında oldukça da zeki görünüyordu. Onu tanıdıkça anladım ki, Aysu sadece zeki değildi. Aynı zamanda da çok tehlikeli bir kadındı.
Açık kahverengi saçları ve saçlarıyla aynı renkte olan gözleri vardı. Öyle zamanlar olurdu ki Aysu her ne düşünse yüzüne yansıtırdı. Bazen de içinde fırtınalar kopardı, bilirdim. Fakat yüzünde mimik oynamazdı.
Daha önce de dediğim gibi Aysu benim için çok tehlikeli bir kadındı. Hem aklıma hem de kalbime zarardı.
Onunla tanıştığımız o ilk gün; tavırları, bakışları ve konuşma tarzıyla dikkatimi çekti. Gitgide ona daha da çekildim.
Doğan her yeni günde onunla ilgili yeni bilgiler öğrenmeye çalışıyordum.
Aysu kahveyi mi yoksa çayı mı daha çok severdi? Şekerli mi şekersiz mi tüketirdi? Neyi severdi, neyi sevmezdi?
Kitapları sevdiğini biliyordum.
Bir de yağmurlu havaları sevmediğini...
Yağmurlu havalar onda kötü bir şeyleri çağrıştırıyor olmalıydı.
Ne zaman aynı ortamda bulunsak sürekli Aysu'da takılı kalıyordu bakışlarım. Zaten ben de onda takılı kalmıştım.
Bazen onu dikkatle izlediğimi fark etse de çoğu zaman hiçbir şeyin farkında olmuyordu. Sürekli gözleri dalıyordu.
Yaraları vardı. Bundan emindim. Eğer o yaraların neler olduğunu bilseydim iyileşmesi için elimden gelen her şeyi yapar, yaralandığı yerlerden birer birer öperdim. Fakat bana anlatmamıştı. Ona saygı gösteriyor ve anlatmasını sabırla bekliyordum.
Aysu'nun yaralanmasını hiç istemezdim ama o beni yaralamaktan çekinmezdi.
Kimi zamanlar çok acımasız olabiliyordu. Sözcüklerini o kadar etkili kullanıyordu ki; bu sözcükler bazen sizde bir yara açarken bazen de yaranızı iyileştirebilirdi.
Hem zehir... Hem de panzehir...
Birbirimizi günden güne iyileştirebilmeyi dilerdim.
Aysu...
Tanıştığımız ilk gün zihnime düştü. Bakışlarımız birbirine değdiğinde hem aklımda hem de kalbimde ihtilalin ilk tohumları atılmıştı. Daha sonra çok kısa bir süre içinde Aysu hem kalbimde hem de zihnimde hakimiyeti ele almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AN (TAMAMLANDI)
Romance23 Mayıs 2000. Doğumum benim kıyametimdi. Çok sevdiğim o doğum günlerim, şimdi bana cehennemdi. Kendimin en büyük düşmanı yine bendim. Ben, kendimi bir cehenneme hapsetmiştim. Bir mum, iki mum, üç mum... Bir yalan uydurdum. İki ceset buldum. Bir mum...