Merhaba.
Yeni bölümle geldim. Bu zamana kadarki en uzun bölüm karşınızda...
Keyifli okumalar dilerim...
***
Kalbim uzun zamandır karanlığa esirdi.
Tolga, kalbimi aydınlığa kavuşturamasa da benimle birlikte o karanlıkta beklemişti. Beni yalnız bırakmamıştı.
Peki ya... Korkmamam için benimle karanlıkta bekleyen, ellerimi sımsıkı tutan kişi... Aynı zamanda beni o karanlığa mahkum eden kişiyse?
Bu çok bilinmeyenli denklem beni tüketmişti.
Belki de her şey koca bir yanılsamadan ibaretti. Benimle birlikte karanlıkta kaldığını düşündüğüm adam, belki de karanlığın ta kendisiydi.
Avuç içlerime bakıyordum. Ne zaman kendimi kötü hissetsem, avuç içlerime bakardım. Birden narin bir el, avucumla buluştu. Bakışlarımı telaşsız bir şekilde elin sahibine çevirdim. Ceyda, yüzündeki endişeli ifade eşliğinde bana bakıyordu.
Birine anlatmanın zamanı gelmiş miydi, diye düşünmeden edemedim.
Bazen anlatamadıklarımın yükü omuzlarımda öyle birikiyordu ki, ayakta durmaya gücüm kalmıyordu.
Ceyda, sanki aklımdan geçenleri okumuşcasına "İyi bir dinleyiciyimdir." dedi ve şefkatle kolumu sıvazladı.
Fabrikadan ayrılırken nedenini bilmediğim bir şekilde taksiciye Ceyda'nın ev adresini vermiştim. Şu an anladım ki, buraya gelmekle çok doğru bir karar vermişim.
Ceyda, varlığını belli etmek istercesine elimdeki tutuşunu sıkılaştırdı. "Ama aynı zamanda da çok iyi bir şekilde sessiz kalabilirim." Gülümsedi. "Hangisini tercih edersen..."
Bu içten tavrı gözlerimi doldurmaya yetmişti. Sadece Kerem'e açtığım kapılarım ilk defa başka birinin önünde kırılmıştı. Ben ilk defa bir hemcinsimin önünde gözyaşı döküyordum.
Ceyda; duvarlarımı çatlatmış, içeri sızmayı başarmıştı.
İç çektim ve dolan gözlerimi kırpıştırdım. "Ceyda..." dedim. "Sana sarılabilir miyim?"
"Aysu... Ağlama lütfen."
Kollarını sıkıca bana sardı. Ceyda'nın sarılışına samimi bir şekilde karşılık verdim.
Sarılmak iyileştirir, derler. Ceyda'ya saatler boyunca sarılsam, ben de iyileşebilir miydim?
Emin değilim.
Bir süre sarıldıktan sonra istemeyerek de olsa geri çekildim. Ceyda tek kelime etmeden bana bakıyordu. Benim bakışlarım da Ceyda'nın yüzünde gezindi. Birilerine bir şeyler anlatmanın vakti gelmiş miydi?
Ruhumda bir fırtına koptuğunu hissettim. İçimdeki nefret, bir zehre dönüştü ve bütün damarlarımda gezindi. Anlatamadıklarımın ağırlığıyla sarsıldı bedenim.
Sıkıntılı bir nefes verdim. Ellerime baktım. Ruhumdaki acı, zehire dönüştü ve birer birer dudaklarımdan döküldü.
"Yaralarım var." dedim. "Herkes gibi..."
Ceyda'nın narin eli avucuma kondu.
Burnumu çektim. "Güzel bir çocukluk geçirdiğim pek söylenemez. İhmal edildim. Pek çok çocuk gibi..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AN (TAMAMLANDI)
Romance23 Mayıs 2000. Doğumum benim kıyametimdi. Çok sevdiğim o doğum günlerim, şimdi bana cehennemdi. Kendimin en büyük düşmanı yine bendim. Ben, kendimi bir cehenneme hapsetmiştim. Bir mum, iki mum, üç mum... Bir yalan uydurdum. İki ceset buldum. Bir mum...