21.Bölüm: Ruh Kırıkları

289 78 197
                                    

Merhaba...

Yeni bölümle karşınızdayım. 

Çok sık bölüm atıyorum, bir yorumu çok görmeyin bana, olur mu?

Keyifli okumalar dilerimm...

***

Doğru insan, yanlış zaman...

Kerem ile tanışmadan önce bu klişeye inandığım söylenemezdi. Fakat şimdi bunun doğruluğunu iliklerime kadar hissediyordum.

Kerem benim için, yanlış zamanda karşıma çıkan o doğru insandı. 

Sancılı bir intikam bütün bedenimi kuşatmışken önceliğim aşk olmamalıydı.

Bilinmezliklerle doluydu beynimin içi. Bir başkasını da kendi karanlığıma sürüklememeliydim.

Kalbim bazen söz dinlemiyordu. Kendimi bir şekilde Kerem'in yanında, onun kolları arasında buluyordum.

Her ne kadar bu durumdan memnun olsam da buna bir son vermeliydim.

Hadi ama Aysu... Madem buna bir son vermek istiyorsun, neden Kerem'e öyle bir mesaj attın?

Düşündüklerim ve yaptıklarım birbirini tutmuyordu. Ben bile bu tutarsızlığımı anlayamazken aşık olmak için benim gibi birini seçtiği için bir anda kendimi Kerem'e acırken buldum.

Kerem'e attığım son mesajda gezindi bakışlarım.

Aysu: Benim de aklımın başımda olduğu pek söylenemez. 

Bu mesajın içimdeki duyguların kırıntısını bile ifade etmeye yetmeyeceğini biliyordum. Ancak Tolga birkaç adım ötemde beni bekliyordu. Kerem'e bundan daha fazlasını yazamazdım. Sıkıntıyla iç geçirdim ve gözlerimi sımsıkı kapattım.

Kerem mesajı gönderdiğim an, bana cevap vermişti. Ben ise onu cevapsız bırakmıştım.

Kerem: Senden bunu duymak çok güzel...

Kerem: Seni görmek istiyorum. Hem belki yemek de yeriz. Ne dersin?

Tolga ile birlikteydim. Yemek yiyeceğimiz restorana gidiyorduk. Canımı sıkmıştı bu durum.

Olmak istediğin yerde olamamak... Ve... Olmak zorunda olduğun yerde sıkışıp kalmak...

Mesajlara bir kez daha göz gezdirdikten sonra cevap yazmaya başladım.

Aysu: Aklım başımda değil derken deli olduğumu ima etmiştim. Sen ne zannettin ki?

Aysu: Önemli bir işim var. Daha sonra yapalım mı?

"Dalgın görünüyorsun. Bir sorun mu var?" dedi Tolga. Telefonuma yandan bir bakış attı. Telefonumun ekranını kendime doğru çevirdim. 

"Hayır, bir sorun yok. Gidelim mi?"

"Olur, gidelim."

O sırada telefonuma bir mesaj geldi. Ancak Tolga'nın odağı telefonuma kaydığı için telefonu hızla çantama tıkıştırdım ve onunla birlikte arabasına bindim. Yirmi dakikalık yol boyunca telefonuma tekrar bakma şansım olmamıştı. Ama Kerem'in son olarak ne yazdığını deli gibi merak ediyordum. 

Deniz kenarındaki, bol ışıklı, lüks mekanlardan birinin önünde durduk. Tolga'ya döndüm ve bunu hiç istemesem de Kerem'in mesajına bakamadım. Onu cevapsız bıraktım. "Geldik mi?"

AN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin