³

58 13 6
                                    

20 Şubat
Pazartesi







"Bir zamanlar senin için tüm
arkadaşlarımı öldürebilirdim." **








" **

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.






Sevgili günlük;

Onu bir gün gördüm, sonra bir gün daha ve şimdi yine gördüm. Artık şüphem kalmadı. Onu her pazartesi yeniden ve yeniden göreceğimi ümit ediyorum.

Bugün onu gördüğüm üçüncü pazartesi. Gerçi buna görmek de denemez aslında. Çünkü onu hala doğru düzgün görebilmiş değilim. Keşke bana bir kerecik baksa. Acaba bakışları nasıldır? Sert mi yoksa yumuşak mı? Gözlerinin rengi ne? Önümden hızlıca geçerken hangi renk olduğunu seçemiyorum. Ya siyahtır ya da kahverengi.

Ama onu her gördüğümde yüzünden hiç silinmeyen şu düşünceli ifade onu daha fazla merak etmeme sebep oluyordu. Sevgili günlük nedenini bilmiyorum. Ama onu tanımadığım halde ona yakın hissediyorum. Sanki konuşursak hemen anlaşabilecekmişiz gibi hissediyorum.

Nasıl konuşabilirim ki onunla? Daha yüzüne bile bakabilmiş değilim. Ne yapmalıyım? Ben kaldırımda otobüsü beklerken yine önümden geçtiğinde önünü kesip onu durdurmalı mıyım? Yoksa koluna yapışıp "Hey, adını bilmiyorum ama üç haftadır her pazartesi seni buradan geçerken görüyorum ve nasıl biri olduğunu bilmediğim halde seninle arkadaş olmak istiyorum" mu demeliyim?

Neyse

Bugün uzun bir aradan sonra yine kar yağdı. Sabah gönülsüzce hazırladığım reçelli ekmeği yerken pencere birden sarsılıverdi. Sanırım rüzgar çok şiddetliydi. Başımı kaldırıp baktığımdaysa rüzgarla sarsılan cama yapışan kar tanelerini gördüm. O sırada henüz dudaklarıma götürdüğüm meyvesuyunu içmeden bardağı dudaklarımdan uzaklaştırıp rüzgarla savrulan iri kar tanelerine baktım.

Kar'ı sevmiyorum. Kış mevsimini de sevmiyorum. Bu yüzden çoğu insan - kar tanelerinin yüzlerine yapışmasından hoşlansa gerek - şemsiyesiz geziyorken ben yine üzerime tuttuğum kırmızı şemsiyemle durakta bekliyordum. Yani durağın olduğu kaldırımda bekliyordum. Sanırım bu daha doğru olur.

Kar yavaş yavaş ağaçların kuru dallarında ve iyice gerilmiş elektrik tellerinde birikmeye başlamıştı. Bu kadar iri yağmaya devam ederse birkaç saate her yeri kaplaması kaçınılmazdı.

Nedenini bilmiyorum sevgili günlük. Etrafıma baktığımda yanlızca beyaz görmek beni tedirgin ediyor. Bu, her şeyin üzerini örten beyaz ve derin sessizlik beni ürkütüyor, bana ölümü anımsatıyor. Sanki hayat durmuş gibi geliyor.

Ah, bunları düşünmek istemiyorum. Ve uykum var. Belki yarın sana yine O'nu anlatırım. Biliyorum bu bizim pazartesi geleneğimizi bozacak ama yorgun hissediyorum. Sanırım üşüttüm. Bu yüzden yarın evden çıkmayacağım. Simdi gidip uyuyacağım. Sana böyle hitap etmeyi sevmesem de seni seviyorum sevgili günlük.

İyi geceler.

Curl Up & Die Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin