³⁴

24 5 0
                                    

▪︎

Bütün o cânım düşleri bir anda Bu güzellik bozduğu an bakınız Ne tek bir çiçek artık yanaklarda Ne de ödenmemiş elmaslar gözlerde Hiç bir şey yok uyandığınızda.

( rondel )







( rondel )

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


' isimsiz kuş '











Sevgili günlük;

Bu sabah yine hiçbir sebep yokken mutlu hissettiğim bir gündü.

Bugün pazartesi.

Neredeyse tüm günümü evde geçirdim. Annem de bugün işe gitmedi. Bana iş yerinde bugünlük tatil olduğunu söylese de benimle kalmak için iş yerinden izin aldığını biliyordum. Dün gece onu telefonda konuşurken duydum. Bu izni alması hiç kolay olmadı. Ama bunu ona söylemedim. Onu üzdüğüm için kendimden nefret ettim. İyi olup onun içini rahatlatmak istiyordum ama keşke bu benim elimde olsaydı.

Her neyse.

Sabah banyodaki aynayı silerken bezi aynada gezdiren elim istemsizce duruverdi. Gülümsemem de soldu. Gülümsüyordum çünkü ben aynayı silerken banyodaki dolabın önüne çökmüş havluları katlayan annemle geçen yaz yalnız ikimizin gittiği tatilimiz hakkında hatırladıklarımızı konuşuyorduk. O zamanlar mutlu bir kızdım. Tek düşündüğüm bu kısacık tatilimizde tek ailem olan annemle biraz vakit geçirmekti. O hep çok meşgul olurdu bense hep okuldaydım. Karşılıklı oturup konuşacak pek bir şeyimiz yoktu. O okulun nasıl gittiğini sorardı, ben ona okuldan ve derslerimden bahsederdim; ben ona iş yerinde neler yaptığını sorardım, o ise bana hep aynı şeyleri anlatırdı. Sonra öylece dururduk. Çoğu zaman, ikimizin de aynı anda evde olabildiği zamanlarda, birlikte film izlerdik. Ya da annem çok nadiren mutfağa girip bir şeyler hazırlamaya çalıştığında orada oturur onu izlerdim. Ve dürüst olmak gerekirse o berbat bir aşçıydı. Çoğu zaman yemeği ben hazırlardım. Sonra hazırladığım yemeğin bir kısmını tek başıma yiyip kalanını annemin gelince ısıtıp yemesi için dolaba koyardım. Bazense o gelene kadar annemi beklerdim ve dışardan söyleyip beraber sessizce yemeğimizi yerdik.

Belki de bu yüzden, konuşacak fazla anımız olmadığından, bu sabah da ben aynayı silerken annemse dolabı düzenlerken yine geçen yazki tatilimizden konuşuyorduk ve ikimiz de birbirimize defalarca kez anlattığımız bu anılara yine ve yine gülümsüyorduk.

"O gün yüzünün ne çok yandığını hatırlıyor musun?" Dedi gülerek. "Kıpkırmızı olmuştun."

Gülümsemem soldu.

Curl Up & Die Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin