' senin yüzünden '
๑
El değmemiş dipdiri güzelim bugün
Sarhoş bir kanat vuruşuyla yırtar mı
Kırağıda unutulmuş bir katı gölün
Kalmış uçuşlar dolu saydam buzunu(Güzelim Bugün)
Sevgili günlük;
Bugün buzdolabından çıkardığım sepetteki sepzelerin arasında küçük bir uğur böceği buldum. Sanırım ölmüştü. Tuhaf hissediyorum.
Bugün pazartesi. Bugün Taehyung'un bana ilk kez kendiyle ilgili bir şeyler anlattığı gün.
Sabah merdivenlerden inerken daha önce duymadığım güzellikte bir kuşun sesi yankılanıyordu içerde. Ama görünürde tek bir kuş yoktu. Elimdeki ,oldukça ağır, çöp torbasını iki elimle kavrayıp bacaklarımı açarak küçük küçük adımlarla merdiveni indim. Bahçedeki eski, paslı muslukta ellerimi yıkarken nereye gideceğim hakkında düşünüyordum. Islak ellerimi silkeleyip üzerimdeki kazağa sildim.
Durakta yalnız başıma bekledim durdum. Birisi oturağa ayaklarıyla basmıştı. Omzumu sokak lambasına yaslayıp omuzlarımı acıtan sırt çantamı çıkarıp iki elimle tutarak ayakta bekledim. Sonra otobüste bir tutacağa tutunup tüm yol boyunca sarsıla sarsıla bekledim. Ve en sonunda bir sürü konuşmanın havada uçuştuğu sınıfta, rastgele bir yere oturup başımı masaya bırakarak bekledim. Bugün çok bekledim.
Sanırım ben hep bekledim.
Dersler bittikten sonra eve gitmeyi istemedim. Bahçede bir ağacın altındaki çimlere oturup sırtımı ağacın yaşlanıp çatlamış gövdesine yasladım. Biraz da orada bekledim.
Sonra ne oldu biliyor musun, Sevgili dostum? Birden bire içime Taehyung'u görmek isteği doldu. Bu, öylesine bir istek değildi. Yüreğimin tüm içtenliğiyle istiyordum bunu. Yüreğim, yine ve yine onu görmek zevkini tatmak istiyordu. Bir kere ayaklandım ve kendimi kitap-kafeye giden yolda sabırsız adımlara yürürken buldum. Neyi sebep göstereceğimi bilmiyordum.
Bunun sebebi yalnızca sensin
Kapıya açtığımda tatlı bir kahve kokusu duydum. Burası yine kalabalıktı. Gözlerimle Taehyung'u aradım. Ama onu göremedim. Tüm masalar neredeyse doluydu. On sekiz ya da on dokuzunda olan bir çocuk saç diplerinde küçük küçük terler birikerek elinde tepsiyle oradan oraya koşuşturuyordu. İnsanlar konuşuyor, kahve fincanları dibliklere değerken ufak ufak sesler çıkarıyordu. Dışarda kuru bir soğuk vardı. Burası ise tatlı ve sıcaktı. Öncesinde Taehyung olmadığı için gitmeyi düşündüm ama aniden içeri girip kapının önünde dikildikten sonra çıkıp gitmek tuhaf olurdu. Bu yüzden biraz kahve alıp kitap bölümüne geçtim. Boş bir yer bulmak ümidiyle ağır ağır yürürken karşıdan gelen Taehyung'u görünce durdum. o da bana bakıyordu. Beni görmeyi beklemediği belliydi. Biraz duraksadıysa da kalan yolu da yürüyüp yanıma ulaştı. Ve gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Curl Up & Die
FanfictionVe biliyor musun, bu sabah boynuna doladığı mavi atkı hayatımda gördüğüm en çirkin atkı olabilirdi. Tekrar iyi geceler. Başlangıç: 5 Şubat Bitiş: ?