×Red Hour× (TaeGyu)

19 "Ceket"

__________________

"Hâlâ mı doğru düzgün ipucu yok?" diye sordu Jay.

"Keşke olsa. Ama yok."

"Neden pes etmiyorsun Beom? İki haftadan daha az bir süren var. Bulman imkansız değil mi?" Jay haklıydı bu konuda. Bu süreçte hiçbir şey yapamazdı.

"Duramam Jay, pes edemem. Hele konu Heeseung ise sonucu ne olursa olsun duramam. Onun bende ki yerini çok iyi biliyorsun."

Jay başını iki yana salladı.

"Mesleğinden olacaksın Beomgyu. Müdürü biliyorsun."

"İçinizde en iyi ben biliyorum o adamı. Hem pes etsem de aynı şey olmayacak mı? "

"Olacak ama yine de... Ah bilmiyorum ki. Sana daha fazla yardımcı olmak isterdim ama beni de biliyorsun. İki vaka ile uğraşmak zor oluyor."

"Biliyorum, sana kızmıyorum da." dedi gülümseyerek.

"Ne yapacaksın peki?" diye sordu.

"Bilmiyorum Jay, gerçekten bilmiyorum..."

Tam o sırada içeri Jake girdi. Nefes nefeseydi.

"Ne oldu?" diye sordu Beomgyu.

"BULDUM!"

Beomgyu anlam veremeyerek boş boş baktı ona. Neyi bulmuştu ki?

"O bir yıldır aradığımız suçluyu buldum! Ve bizzat kendi ellerimle hapise attım. Gerizekalı yurtdışına kaçmış."

  Jake adına sevinmişti. O suçluyu uzun zamandır arıyorlardı. Bulmaları güzel bir şeydi. Ama kendisi için aynı şeyi söyleyemezdi...

Jake onun neye üzüldüğünü biliyordu. Önce kapıyı kapattı ardından Jay'in hemen karşısındaki sandalyeye oturdu.

"Kendini bu kadar sıkma Beom. Olmuyorsa olmuyordur. Kendini bu kadar zorlamanın anlamı yok inan ki. Tamam seni anlıyorum. Heeseung'un yeri sende ayrı. Bu yüzden o katili bulmayı daha çok istiyorsun. Ama bu kadar az zamanın varken bulamazsın."

Beomgyu sandalyesinden kalkıp cama yöneldi. Onlara arkası dönük bir şekilde konuştu.

"Bana bilmediğim bir şey söyleyin çocuklar."

İkisi de susmuştu.

..................................

Tam 6 saattir karakoldaydı. Ve içeride boğulacak gibi hissettmeye başlamıştı. Bu yüzden her şeyi boşverip dışarı çıktı. Hava biraz soğuktu ama o soğuğu sevdiği için pek sorun değildi.

Biraz dışarıda dolaştıktan sonra aklına yine Heeseung gelmişti. Onu ziyaret etmenin zamanı gelmişti belki de?

Hazır yakınken onun mezarına doğru yol almıştı. En son ne zaman gittiğini hatırlamıyordu ama kesinlikle uzun zaman olmuştu. Acaba Heeseung onu özlemiş miydi? Veya ona kırgın mıydı?