×Red Hour× (TaeGyu)

35 "Yüzleşme" (Final)

"Benim şimdi gitmem lazım, üzgünüm." Beomgyu ofisinde Jake ile oturmuş sohbet ediyorken birdenbire ayaklanmıştı.

"Neden? Nereye gidiyorsun?" diye sordu Jake.

"Seni ilgilendiren bir durum olduğunu sanmıyorum." Jake onun bu soğuk tavrı ile geri durmuştu.

Ofisinden çıkarken ceketini üstüne almış ve elindeki zarfı katlayıp cebine koymuştu.

•Beomgyu katili bulduktan iki gün sonra•

Beomgyu bıkkın bir şekilde ofisine girmiş ve sandalyesine oturmuştu. Onca yol yürüdükten sonra hali yoktu bir şey yapmaya. Bilgisayarı ile uğraşmaya başlarken masanın kenarında bir zarf dikkatini çekmişti. Bilgisayarı kapatıp zarfı açtı. Bu onun için yeni değildi. Ve ne için geldiğini de çok iyi biliyordu.

"Vay be Choi Beomgyu... Bu kadar aptal olduğunu hiç düşünmezdim. Hani en iyi dedektif Choi Beomgyu? Sadece boş bir laf bence bu. Beni bulduğunu biliyorum, sence çok geç olmadı mı? İnan bana yanındaki Jay başka vaka ile uğraşmasa daha önce bulmuştu... Her neyse bu cumartesi önceden söylediğim parkın oraya gel. Saat 16.30'da orada olsan iyi edersin Choi Beomgyu."

-😡🦜-
(eski emojiler bu muydu? Telde farklı çünkü emojiler)

Cumartesi... Heesung cumartesi günü ölmüştü... Katil gerçekten planlı çalışıyordu.

•Şimdiki Zaman•

Beomgyu parka giderken tanıdık biri görmemek adına dua ediyordu. Çünkü lafa tutulmak istemiyordu. Veya yalan söyleyecek hali yoktu.

Ne kadar dua etsede pek işe yaramamıştı. Çünkü Taehyun tam olarak 2 metre uzağındaydı. Ve ona doğru geliyordu.

"Ooo hyung! Nereye böyle?" demişti gülümseyerek. Sahi Taehyun neden bu kadar güzel gülümsüyordu?

"Hayır Beomgyu, konumuz bu değil!" diye içinden geçirdi Beomgyu.

"Hiç. Öyle dolaşmaya çıkmıştım. Ya sen? Yine çekimler mi?"

"Maalesef..." Suratı düşmüştü biraz.

"Senin şu diziyi izlemek bir nasip olmadı. Gerçi yakın zamanda başlamayı düşünüyorum." Tabi yaşarsa...

"Aslında izlemesende olurdu. Biraz değişik bir dizi... En nefret ettiğim dizi olabilir."

"Neden?" Lafa tutulmak istemeyip kendisi bizzat Taehyun ile sohbet ediyordu.

"İstemediğim bir sürü sahne var. Ama itirazda edemiyorum sözleşme yüzünden..."

Biraz daha sohbet ettikten sonra ikisi de yoluna devam etmişti.

Parka geldiğinde ise saat tam olarak 16.20 idi. Muhtemelen kendisi tam saatinde gelecekti. Bu yüzden banklardan birine oturdu.

Park kalabalık olmasa da çevresi kalabalıktı. Hele çocukların önünde silah kullanması hiç doğru olmazdı. Sahi niye burası, başka yer mi yoktu?

Belki de yalan söylemişti. Belki gelmeyecekti. Ve Beomgyu saf gibi buraya gelmişti... Bu düşünceler kafasına dank edince iş işten çoktan geçmişti. Son 5 dakikası kalmıştı. Evet son 5...