-3-

156 22 3
                                    

İki saat oldu ama hala evini bulamadık. Taksi çağırdım yolun yarısında taksici caddede kavga var diye indi. Biz de yürümeye devam ettik. Oturduğu sitenin adını hatırladı birden.

"Güneş sitesi sanırım." Dedi kafasını kaşıyarak. Şehirde 10 tane güneş sitesi var zaten hangisi.

"Sen nasıl bir insansın ya? Gelmişsin 17 yaşına hala evini bilmiyorsun. Utan utan!"diye bağırdım.

"Bana diyene bak. Sen niye bilmiyorsun?"

"Lan banane senin evinden." Gerçekten şaka gibi bir çocuk ama sorun yok herkes kendi çıkarına bakar. Sigara içmediğimden biraz gerginlik vardı tabi o ayrı.

"Bağırma ya. Telefonumun şarjı da bitti. Seninkini versene." Sen almıştın en son ama.

"Yo telefonunun şarjı var. Takside şarj yeri varmış taktım." Diye uzattım. Bir süredir bendeydi.

"Benim telefonumun sende ne işi var?Sana vermedim ben."

"Çaldım zaten."

"Park çocuğu seni!" Dediği şeye güldüm. Çok gülmüş olmalıyım insanlar bana baktı.

"Park çocuğu ne lan. Bir de annesi pis çocuk de tam olsun" dedim.

"Sus ya." Telefonunu alıp annesini aradı. Bir eli belinde emekli dayılar gibi poz kesiyor.

"Evin yolunu bulamadım" dedi. Anayla öyle mi konuşulur. Selam ver önce kaba herif.

"Salak yavrum. Otobüse bin demedim mi?"

"Otobüsler babasının hatrına götürmüyor anne." Telefonu elinden aldım. Saygısız tch.

"Teyzecim selamün aleyküm. Ben Lee Jeno bu çocuğu yolda buldum. Namuslu edepli bir ev çocuğuyum sana zahmet evin yolunu bir tarif et şu salak çocuğu götüreyim."

"Tamam yavrum tamam. Sen Jaemin'in it kopuk arkadaşlarından birisin herhalde. Saol sen konum at bu numaraya ben iki dakikaya gelirim"

"Abla madem öyle şeylerin var bizi niye uğraştırıyorsun?"

"Ne bileyim oğlum ben kendi çocuğumun bu kadar salak olduğunu!"

"Haklısın teyze. Hadi Allah'a emanet. Gittim ben."

"Yavrum bi saniye. Sen ben gelene kadar yanında kalsana onun. Kaybolur bu mal şimdi."

Dediği şeye gülmemek için dilimi ısırdım. Sakince telefonunu geri vermemi bekliyordu.

"Tamam teyzecim bekliyoruz" telefonu kapatıp ona uzattım. Yere çöküp kollarımı dizlerime koydum.

"Anana konum at. Geliyomuş" Telefonuna sinirli sinirli bastı zannımca konum atmaya çalışıyor.

"Attım. Git sen ben beklerim burda." Bi kibarlık çöktü üzerine.

"Yok annen bekle dedi. Bana emanetsin" dedim. Sahipleniriz sonuçta yedirmeyiz.

"Emanet mi?" Dedi iğrenir gibi.

"Garip çocuksun ha! Kaçıncı sınıfsın sen?" Elimle yanıma çökmesini belirten işaret yaptım. Gel gel yaptım kısaca.

"12yim bu sene nakil geldim" dedi. Anlamış yanıma çöktü. Hemen dibime.

"Ben seni görmedim. Nerden nakil geldin?" Elimi omzuna attım.

"Güneş Lisesi." Dedi. Güneşlere alıp veremedikleri ney acaba.

"Hay güneşini... tamam biliyorum o liseyi. Sen şeyi tanıyor musun Sungchan'ı?"

"Jung Sungchan mı?" Soy adı neydi çocuğun acaba.

"He he o! Tanıyon mu?" Dedim. O muydu acaba. O dur. Başka Sungchan yok ülkede.

"Evet. Sıra arkadaşımdı. Kibar biri sen nereden tanıyorsun onu?" Tamam kibar diyosa kesin o.

"Eski sevgilim" söylerken bile tüylerim ürperdi.

"Ne?" Şaşkınca bana döndü.

"Bayağı. Erkeklerden hoşlanıyorum ben." Bir sorunun mu var yani?

"Hayır. Ona şaşırmadım. Sen ve Sungchan'ı hayal edemedim. İnanılmaz zıtsınız." Ağzı açık kaldı.

"Aynen o keko hiç bana yakışmıyordu." Dedim. Haklıyım. Bir keresinde 1 lira vermedim diye ayrılmıştı benden. Iyy.

"O mu kekoydu ilişkinizde?" Bu nasıl soru lan?

"Ne demek istedin anlamadım ama yani evet ben böyle biri değildim. Beni hayat bu hale getirdi. Bi dal var mı?" Bi içsem açılacak içim de işte.

"Yok kullanmıyorum ben." Kanatlarım altından çekilip öteye oturdu. Ben de oturdum dizlerimde kireçlenme var sanırım fazla duramıyorum.

"Açığa mı geçtin? Okul mevzuu ne senin?" Beklemediğim bir soruydu. Hakikaten niye sordu bunu ki.

"Yok be uzaklaştırma aldım. Yani uzaklaştırma sayılmaz müdür 5 ay gelme izinlisin dedi."

"O kadar uzaklaştırma alacak kadar ne yaptın?" Teknik olarak hiçbir şey. Hayır cidden lan.

Okula sivil geldim diye ve müdürün oğlu beni zorla öpmeye çalıştığı için. Saçma sapan sebepler.

"Bir şey yapmadım."

"İnanayım peki."

Bir saat kadar sessiz sessiz oturduk sonra annesi geldi aldı. Teşekkür etti gittiler. Ben de otobüs beklemeye başladım.

İnsan bir bırakmayı teklif eder. Cömertlikten yoksun insanlar. 15 numaralı otobüse binip 18 numaraya aktarma yapacağım. 

Hayat zor zor varya. On km yol geliyorum ama evime tek otobüsle gidemiyorum belediyeye şikayet edecem.

Mid,,NominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin