-6-

136 16 6
                                    

Bütün günü elimde sigarayla ve sivil dolaşamam kimsenin umrunda olmamıştı ve çok sevmiştim.

Çıkış zili çaldığında kimseyi beklemeden çıktım. Bahçede yaktığım sigarayı çıkana kadar tüttürerek içtim.

Kapıdaki güvenlik bile niye ilk sen çıkıyorsun diye sormadı.

Kapıdan dışarı adım atar atmaz sineklerin kokusunu aldım. Geliyorlardı. "Park çocukları!" Sağıma doğru koşmaya başladım. Ağzımdaki sigarayı hızla yere attım.

Eyvah! Tam önümden geliyorlardı. İki adidas ceketli ve bir nike ceketli. Adidas olsa hallederdim ama nike...

Efendi gibi konuşarak geçmek çok zor olacak. Durdum ve ellerimi cebime soktum. Bakışıyorduk.

"Selam Jeno. Duyduğumuza göre okula geri dönmüşsün kral?"

"Doğrudur Taeil abi." Taeil Nike giyen oydu. Çok yumuşak görünse de kaya gibi bi abimizdi.

"Ee artık sen de bize ürün sağlarsın ha?" Dedi yanındaki Jaehyun abim. Aslen benim öz abim kendisi ama asla kardeş olduğumuzu hissettirmedi saolsun.

Hep bir ticaret ilişkisi. Eve de gelmiyo zaten.

"Sağlarım abim. Ama bugün ilk günüm. Sen de biliyon"

"Yok yani bil diye söylüyoz cano." Dedi öteki. Yuta abim. Kendisini Jaehyundan daha çok severim. Benimle hep ilgilenir.

Ayda bir çekirdek kola aldırıp sahile çağırıyor.

"Tamamdır abim ben eve gideyim. Akşam da işim var zaten."

"İyi geç bakalım." Sakin sakin eve doğru yürümeye başladım. İşe gidecem.

Üç ay boş durmadım tabi. İş bulup çalışmaya başladım. Okula yeniden başladım ama işi bırakmak gibi bir niyetim yok.

Akşam sekizde işe gidip sabah dörtte çıkıyorum. Günlük 70 dolar. İyi para nerden bakarsan bak.

Yani sanıyorsunuz ki ben yedim bu parayı sigaraya falan verdim. Nah! Biriktirdim. Motor alacam. Son 500 eksik. Onu da koydum mu alacam motorumu hayırlısıyla.

Eve girip bi bakındım. Kimse yoktu. Önce duş aldım. Abimden çaldığım parfümü sıkındım. Sonra da saçlarımı öne doğru tarayıp bıraktım.

Daha vaktim vardı bu yüzden telefonumu açıp oyun oynamaya başladım.

"Kardeşim Mid sal şov yapacam" önce karakter seçimi.

Sonrası oyun ekranının yüklenişi ve haritanın açılışı.

İlk on dakika.

"Mid gel! Lan mid!" Sesli oynamayı çok severim.

İlk yirmi dakika.

"KAHP- gelsenize olum tank gidiyo alo!"

Bazen cevap veriyorlar. Taro, Mark, Hyuck ben dördümüz beşinciyi de bulur geceleri girerdik. Eskiden.

Dün falan.

"Senin kafanı si- bırak jungle ben alacam! Adc gibi karakterine tüküreyim. İki minyon itsen zaten teklersin! FEEDLEME AM-"

Sinir krizi geçirerek devam eden oyunum takımımızın kazanmasıyla bitti.

"Elinize sağlık beyler. ez. Mayonez, çerez, fotosentez, sitonkinez, Ezzzz!"

"Anladık la!"

"Kes la!" Telefonu hızla kapatıp cebime koydum ve uzandığım yerden doğruldum.

Mükemmel sokak kombinimi çalışırken yapamazdım. Bu yüzden dresscode olan siyah tişörtü giydim. Altımda gri eşofmanım yine duruyordu.

Hafif nemli kalan saçlarıma tarakla şekil verdikten sonra evden çıktım.

"Antitittitiittiit frecal frecal" evimizin en sevdiğim özelliği iki adım atınca direkt caddedesin ve her yer sanatçı dolu.

Yani bu amca da bokunu çıkarıyor sanatın ama. Güzel güzel.

On dakika daha yürüdükten sonra otobüs durağına geldim. Yani evime on dakikalık mesafede iş bulacak değilim. Bizimkiler hayatta salmazlar beni.

23 numaralı otobüse bindim ve kulaklıklarımı taktım. Yani normalde olsa açardım bir rap parçası ama moralimin bozuk olması lazım en yakın arkadaşlarım ihanet etti sonuçta.

Duyguya girmem lazımdı. Wish you back açtım. Hayır aşık değilim de Sarı pezevengimi geri istemiyor da değilim.

Yalvarsa affederim askında. Ya da neden yaptığını söylese.

Duygulana duygulana işe gittim.

Mid,,NominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin