Otuzbir

102 13 39
                                    

Komik bir saka.
—-
Gözlerimi tavanından anladığım kadarıyla kapalı bir mekanda açtım. Sağım solum kesinlikle acı içindeydi.

Noldu bana ya. Kesin dayak yedim. Dövmüştür giderayak beni. İnşallah bir daha görmek zorunda kalmam.

Saçlarım anlıma yapışıyor. Elimi kaldırıp saçlarımı çektim bir de ne göreyim. Kolumda boru var.

Kolumda boru var!!!

Ha serum okey.

Korkmuş bir şekilde sağıma soluma bakarken gözümün önünde bir hemşire belirdi.

"Sonunda uyandınız. Bir ara gerçekten öldünüz sandık. Neyse dinlenmeye devam edin serumunuzu yenileyeceğim daha sonra sizi bir odaya alacağız."

Çok tatlı bir hanımefendi niye garip gülümsüyor acaba.

"Tamam hemşire hanım sağolun da. Ne oldu bana?"

"Tır çarpmış."

Ne? Tır olsa anlarım canım minibüs falandır.

"Af buyrun ne?"

"Tır efendim. Tır bayağı. Hava yağmurlu. Bir de sanki geçebilecekmiş gibi ara caddeye girmiş. Dönemeyince kayıp size çarpmış. Şoförün burnu dahi kanamadı tutukladılar onu."

Ne anlattın abla be. E ben iyi miyim o zaman? Nasıl hayattayım? Aa orda bir de şey vardı bay lee. Artık ismi lazım değil.

"Anlıyorum. Benimle beraber gelen kim vardı?"

"Sizin yaşlarınızda biri sizinle birlikte ambulansa bindi o yarım saat önce sizin bulgularınız sıfırlanınca bayıldı acile kaldırdılar. Bir de Japon uyruklu bir beyefendi kendinden yaşça büyük koreli bir adamla kavgaya girişti onu da götürdüler."

Yuta hyung kimi dövmüş.

"Anladım. Ben dinleneyim saolun."

"Dinlenin. Sol kolunuzun üzerine düştüğünüz için ezilmiş bir de kafanızı çarpmış olma ihtimalinizden dolayı sizi birkaç saat uyanık tutacağız."

Acıktım gibi.

"Teşekkürler. Acile kaldırılan arkadaşı uyanınca buraya yönlendirir misiniz."

"Tabiki."

En son hatırladığım şey Bay Lee ile kavga ediyordum. Sonra yola indim. Sonrası yok. Hayattayım en azından buna da şükür etmek lazım.

Tam olarak nerede yani hastanenin hangi kısmında olduğumu bilmiyorum. Camın öteki tarafına baktım. Aaa bay lee. Ne yüzle geldi acabaa.

Mutsuz duruyor göz göze geldik. Sonra sağına dönüp gidiyor gibi oldu. Veronica teyzeyi gördüm sanki. Görüş açımda üç kişi vardı. Diğeri de Eunchae teyze.

Bu kısmı Jaeminden dinliyorsunuz ben duyamıyorum.

Jaeminden:

Kafam yerine geldiğinde ona bakmak için annemlerimle yanına gidiyorduk. Eunchae annem Jeno'nun annesine de haber vermişti.

İyi biri olduğunu biliyorum ama gelmesine ihtimal yoktu. Yatakların oraya geldiğimizde önümüzde Bay Lee duruyordu. Selam verdik. Endişelendin biliyorum ama senin yüzünden bu hale geldi ya çocuk.

"Jeno'nun arkadaşısın değil mi?" Diye sordu bana. Yüzündeki mutsuz ifade beni tiksindirdi.

Akan burnumu çektim.

"Evet ancak haberiniz olsun diye söylüyorum bugün bizim sevgili olarak birinci günümüzdü. Ve ben tek başıma onu izliyorum. Sizden anlayışlı olmanızı da beklemiyorum bunu onaylamayacaksanız bile lütfen oğlunuza biraz olsun değer verin."

Mid,,NominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin