21:32
Jennie son ses çalan müziğin ritmine uygun dans ederek sedir şeklindeki oturma alanında oturan Lisa'nın yanına gitti. Lisa, Jennie'nin sarhoş dans hareketlerine gülerek baktı, çok komik gözüküyordu.
Jennie, Lisa'nın önünde dizlerinin üstünde yere çöktü. Boyları hizaya gelince Jennie, Lisa'nın yüzünü ellerinin arasına alıp yanaklarına küçük öpücükler kondurdu, "En çok," yutkundu, "En çok sen gelebildiğin için mutlu oldum."
Lisa bir yandan gülüyor bir yandan da Jennie'nin salyalı salyalı öpücüklerinden kurtulmak için Jennie'yi ittiriyordu.. Jennie normalde de temas bağımlısı bir insandı ama kafası iyi olunca daha çok temas ediyordu.
"Seni mutlu görmeyi çok seviyorum," dedi Lisa da. Jennie ile olan arkadaşlıkları çok farklıydı. 7 yaşından beri arkadaşlardı ve Jennie bu zamana denk en zor anlarında hep yanındaydı. Lisa da her zaman Jennie'nin yanında olmak istiyordu.
"O zaman kalk ve benimle dans et," dedi Jennie, "Lütfeeeeen!"
Lisa dans etmek istemiyordu. Dans etmeyi bırakalı çok olmuştu.
Kafasını olumsuz anlamda salladı, "İstemiyorum."
Jennie dizlerinin üstünden kalkarken Lisa'yı da kollarından tutup çekmeye başladı, "Lisa, lütfeeeen," diye ısrar etti.
Lisa kollarını kendisine çekti. Belki kız kıza olsalar rahat edebilirdi ama bu ortamda rahat hissedip dans edemezdi. Dans etmeyeceğini söyleyince Jennie'nin suratı düştü, "Sen beni hiç sevmiyorsun."
Lisa, Jennie'nin bunu demesine üzülmüştü, "Sevdiğimi biliyorsun."
"Benimle dans etmiyorsun bile. Sevmiyorsun işte."
Jennie bilmiyordu. Lisa'nın sırf mutlu olsun diye bu partiye gelebilmek için neyi göze aldığına dair hiçbir fikri yoktu.
"Sarhoş olduğun için bir şey demiyorum," dedi Lisa. Jennie ise kollarını bağlayıp ayaklarını yere vura vura piste geri döndü.
Salak kız.
※
21:52
Lisa oturduğu yerde Taehyung'un kendisi için özellikle aldığı meyveli sodalarından ikincisini içerken bir yandan da tek oturan kişi olduğu için yanına gelip fotoğraflarını çekmesini isteyen kızların fotoğraflarını çekiyordu. Bu kızlardan birkaçını liseden, birkaçını da üniversiteden tanıyordu ama evlendikten beri hiçbiriyle eskisi gibi samimiyeti kalmamıştı. Hala sık sık görüşebildiği kişiler Jennie, Rosé ve Taehyung'tu.
Tüm bu insanlarla eğer çekip koparılmasaydı ne kadar samimi olabileceğini fark etti. Bir zamanlar sosyal bir kızdı.
Fotoğrafçı olarak işini bitirdikten sonra dans edenleri izlemeye devam etti. Rosé ve Jennie o kadar saçma salak hareketler yapıyorlardı ki Lisa onlara bakıp bakıp gülüyordu.
Yanında bir hareketlenme hissedince yana döndü, yine içip içip dans etmekten başı dönüp öldüğünü sanan birisinin geldiğini sandı. Tahmininde ne kadar haklıydı bilmiyordu ama yanına oturan o uyuz çocuktu. Önüne döndü.
Jungkook soluklanmak için oturmuş, elinde viskisi ile sedir oturağa iyice yayılmıştı. Telefonuna gelen mesajları kontrol etti, uzun süredir bakmamıştı. Bir arkadaşının gönderdiği linke tıklayınca komik bir video açıldı. Jungkook videoyu izleyince kahkahayı bastı. Tekrar tekrar izleyip gülmeye devam etti.
Lisa yanında avaz avaz gülen çocuğa baktı. İki dakikadır bu kadar komik olan şeyin ne olduğunu merak etmişti. Telefonundaki bir şeye güldüğünü fark edince ekranı görebilmek için kafasını aşağı yukarı hareket ettirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
if i weren't | liskook
Fanfictionchanel elbise, dior çanta, valentino parfüm, inci kolye, pembe ruj, şiddetli evlilik, kapatılması gereken morluklar, uyulması gereken kalıplar ve kenar mahallenin kafa karıştıran sanatçı ruhlu serseri çocuğu