kıracağım tüm kalplerden ve bozacağım tüm psikolojilerden şimdiden özür diliyorum 🎀🎀🎀 ama size hep demiştim kötü ve moral bozucu olaylar yolda diye, kendinizi hazırlamalısınız!!!! 😡✨
that kinda loving sends a man right to his grave
26 Ekim, 17:43
Jungkook her zaman asi bir çocuk olmuştu, tüm duygularını uçlarda yaşardı.
Abisi ve ablasına nazaran oldukça hareketli, durmadan evin içinde bir şeyleri kırıp parçalayan, çok konuşup insanı bezdiren, oradan oraya koşuşturup ailesinin sabır taşlarını çatır çatır çatlatan klasik bir erkek çocuğuydu. Bu kadar asi ve kafasının dikine giden bir karaktere bürünmesinin sebebi belki de en küçük çocuk olduğu için tüm ailesi tarafından şımartılmış olmasıydı.
Yine de Jungkook tüm aile fertleri arasından en çok ablasına eziyet çektirmişti, orası kesindi. Aralarında az bir yaş farkı olması sebebiyle ergenlik dönemleri birbirlerine denk gelmişti. Jungkook durmadan Jihyo'ya sinir krizleri geçirtirdi. Küçükken bile oyuncak bebeklerinin saçlarını keser, kafalarını kopartır, bacaklarını ikiye ayırırdı. Jihyo tepki gösterdiğinde de Jungkook sahteden ağlamaya başlar, çocuğu ağlattığı gerekçesiyle annesinden azarı yine Jihyo yerdi.
Bu sebeplerdendir ki büyüyüp aklı başına gelmeye başladıkça, ki Jungkook'un aklının başına gelmesi en az 20'li yaşlarını bulmuştu, Jihyo'ya karşı hassaslaşmaya başlamıştı. Jin ile daha yakın olmasına rağmen Jihyo, tüm ailesinde en değer verdiği kişiydi. Jin rahat bir adamdı, onunla konuşmak çok daha kolaydı çünkü Jihyo, Jin'in aksine Jungkook'un söylediği ya da yaptığı her küçük şeyi annesine ispiyonluyordu. Kötü bir amaçla değil, o kötü şeylerden uzaklaşmasını istediği için.
Jungkook sigara içmeyi Jihyo'nun ricası üzerine bırakmıştı. Jihyo'nun hayatta en sevmediği şey kesinlikle sigaraydı. İnsanların her geçen gün kendisini kanser olmaya yakınlaştıran bir şeye dünyanın parasını verip keyifle içmesine anlam veremiyordu Jihyo.
Tabii, Jungkook'un sigarayı bırakışının tek sebebi Jihyo'nun ricası değildi. Konservatuara ilk girdiğinde sesini korumak amacıyla da sigarayı bırakmak mantıklı gelmişti. Gerçi hoş, oradan da sıkılıp okulu bırakmıştı ama sesini koruma fikri aklına yattığı için sigaraya geri dönmemişti.
Ta ki birkaç gün öncesine kadar.
Panik bir haldeydi. Normalde hissetmediği kadar gergin hissediyordu ve böyle hissetmeye alışkın değildi. O parti gecesinde Lisa'yla ettiği muhabbetten beridir içinde hep bir sıkıntı vardı ve bir türlü kurtulamıyordu bu histen. Sinirlerini ve kafasını rahatlatmak için sigaraya ihtiyacı vardı, bir de biraya.
"Ne bu halin?"
Jennie hızlıca bir bardak su doldurup Jungkook'un önüne koydu, gerçekten kötü gözüküyordu. Jungkook suyu içmedi, sigarasının küllerini bardağa döktü.
Jennie evinde sigara içirmekten yana olmasa da şu durumda bir şey demek istemedi. Taehyung da Jungkook'un yanına oturup arkadaşının moral bozukluğuna anlam biçmeye çalıştığında gerçekten kötü bir şeyin olduğunu anlamıştı.
"Konuşsana oğlum," dedi Taehyung biraz da sabırsız bir şekilde.
"5 gün oldu," dedi Jungkook. Elini saçlarından geçirdi, "Normalde Lisa onu aramamı istemiyor, o siktiğimin herifi görür diye. Ben yine de aradım. Reddetti. Dün yine aradım. Uzun uzun çaldı sonra kendi kendine kapandı," Jungkook uzun bir koşunun ardından yorulmuş gibi derin bir nefes aldı, "Ya gördüyse?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
if i weren't | liskook
Fanficchanel elbise, dior çanta, valentino parfüm, inci kolye, pembe ruj, şiddetli evlilik, kapatılması gereken morluklar, uyulması gereken kalıplar ve kenar mahallenin kafa karıştıran sanatçı ruhlu serseri çocuğu