17 Ağustos, 14:23
Taehyung, Jungkook'un omzuna kolunu atarken alayla güldü, "Sen şimdi 1 haftalığına kölemsin, değil mi? Bizzat kayıtlara geçsin diye soruyorum."
Jungkook gözlerini devirip ofladı, "Arkadaşlarıma baktım ve aralarındaki en vizyonsuz sen olduğun için seni seçtim. Artistlik yapma o yüzden."
Jungkook ikinci buluşmalarında Sua'ya daha fazla katlanamayınca Taehyung'tan bir şeyler bulup kendisini kurtarmasını istemişti. Kızın kalbini kırmak istemiyordu ama muhabbet o kadar sarmıyordu ki kafasına sıkası gelmişti.
"Nesini beğenmedin ki kızın? Tam senlik bir şeye benziyordu," dedi Taehyung arabaya ulaştıklarında.
"Öyleydi ama ağzını açana kadar," dedi Jungkook.
Taehyung şaşırmıştı, "Sen duvarla bile muhabbet edebiliyorsun, duvar sarıyor da kız mı sarmadı cidden?"
Jungkook omuzlarını silkti, "Aynı şeyleri konuşasımız yoktu. Amma sorguladın amına koyayım. Sarmadı işte, uzatma."
"Sen bir gerginsin sanki?" dedi Taehyung. Jungkook hayatında gördüğü en rahat insanken böylesine gergin bir ruh halinde olması sorgulanacak bir durumdu. Jungkook istemese de üstüne düştü ama ağzından bir laf alamadı.
Jungkook sıkıntılı bir şekilde nefesini dışarı üflerken Taehyung'a döndü, "Liseden kalma okul gazetelerinden sakladığın oldu mu hiç?"
Taehyung, konunun bir anda bambaşka bir şeye evrilmesinden dolayı şaşırarak sordu, "Ne alaka birden?"
Jungkook hızlı düşündü, suratına alaycı bir ifade takındı, "Bir ara konuşurken Jimin dedi ki, Jennie lisedeyken okul gazetesine yazıyormuş. Suratına vurup dalga geçmezsem götümden patlarım."
Taehyung, lise zamanlarını ve Jennie'nin dedikodu köşesini hatırlayınca kahkaha attı. Gerçekten suratına vurulunca Jennie'nin utancından haftalarca yataktan çıkamazdı. Jungkook'tan önce bu hazza ulaşma fikrinin aklına gelmemesine şaşırdı, "Nereden gelmiş ki aklına?" dedi gülerken.
Jimin böyle bir şeyden bahsetmemişti ama Jungkook bozuntuya vermeden attığı pembe yalanını devam ettirdi ve bilmiyormuşçasına omuzlarını silkti. Taehyung kısa bir süre düşündü, "Okulun sitesinde arşivde vardır illa," dedi. Aklına geldikçe gülmeye devam ediyordu.
Jungkook'un gözleri parladı, "Cidden mi? Link atsana bana."
Taehyung o akşam Jungkook'a linki attığında Jungkook, Jennie'nin yazılarının hiçbirine göz bile atmadı. Asıl isteği bu değildi zaten. Tüm geceyi Lisa'nın yazılarını okuyarak geçirdi.
※
28 Ağustos, 20:14
Lisa geçen günlerde televizyonda gördüğü browninin tarifini hatırladığı kadarıyla yapmaya çalışıyordu. Genelde evde bu tarz sağlıksız şeyler yenmezdi ama Lisa'nın canı son zamanlarda tatlı bir şeyler çekmişti. Evde kendi yaptığı şeyin o kadar da sağlıksız olmadığını düşündü.
Keyifli keyifli kekini çırparken telefonu çaldı. Ekrana baktığında arayanın Jennie olduğunu gördü. Nişan günü çok fazla konuşma şansları olmamıştı. Jennie daha sonra birkaç kere daha aramış ama Dohyeon başında dikildiği için rahatça konuşamamışlardı. Sorun değildi aslında, Lisa kin tutmuyordu. Jennie'ye karşı asla tutmazdı.
Telefonu açıp kulağına götürdü. Keyifliydi ve keyifli bir ton kullandı aramayı cevaplarken. Lisa'nın keyifli sesi Jennie'yi de keyiflendirmişti. Tabii Jennie'nin tek keyiflenme sebebi bu değildi, yarın düğünü vardı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
if i weren't | liskook
Fanfictionchanel elbise, dior çanta, valentino parfüm, inci kolye, pembe ruj, şiddetli evlilik, kapatılması gereken morluklar, uyulması gereken kalıplar ve kenar mahallenin kafa karıştıran sanatçı ruhlu serseri çocuğu