you are the peace i crave in this chaotic world
12 Ocak 11:35, 1. celse
İçerisi kalabalık, tıkış tıkış olan mahkeme salonunu sadece Lisa'nın tanıdığı suratlar doldurmuyordu. Salona doluşmuş ve yer bırakmayacak şekilde sandalyeleri işgal etmiş gazeteciler, ellerinde defter ve kalem, her bir kelimeyi yazmaya adeta yemin etmişlerdi. Hatta her şeyi medyaya taşımak ve haber yapmak için sabırsızlanıyorlardı adeta. Hakim önüne sunulan dosyaları incelerken Lisa ve Jungkook'la beraber nefesini tutan bir de onlar vardı.
Lisa arkasındaki kalabalığın üzerinde hafifçe göz gezdirdikten sonra önüne döndü. Kimseyle göz göze gelmek istemiyordu çünkü o gözlerde görebileceği yargılayıcı bakışlardan korkuyordu. Haber başlığı için ne yazacaklardı mesela? Manşetleri nasıl süsleyecekti? Olmadığı hangi sıfatlarla anılacaktı?
"Ahlaksız Kadın Utanmadan Aldattığı Kocasına Boşanma Davası Açtı!"
Düşünmemeye çalıştı, derince bir nefes alıp arkasına yaslandı ve hakimin önündeki dosyaları ağır ağır incelemesini izledi. İyiyiz. İyi olacağız.
Hakim önündeki kağıtlardan tok bir sesle kimlik numarasını okumaya başlayınca Lisa'nın sanki kalbi sıkıştı, içine anlamlandıramadığı bir yanıcı hissiyat yayıldı. Oluyordu, sonunda oluyordu. Gerçek değil gibi, hiç inanılır değil.
"... kimlik numaralı davacı Lalisa Manobal Shon ve 74843984294 kimlik numaralı davalı Dohyeon Shon," dedikten sonra siyah kalın çerçeveli gözlüklerinin ardından kafasını kaldırıp Lisa ve Dohyeon'u hızlıca süzdü hakim. Oturduğu yüksek sandalyede hafifçe geriye doğru yaslanıp ellerini masasının üzerinde birleştirdi, "Mahkememize boşanmak için başvurmuşsunuz."
Lisa'nın gözleri kocaman kocaman açılmıştı ve sanki boşanmak için başvurduğunu ilk defa o an hakimden öğrenmiş gibi şaşkınlıkla bakıyordu. Hala hayal gibi geliyordu. Ya da kabus, pek emin değildi.
Hakim prosedür gereği yaptığı kısa ama çok fazla teknik terim barındıran konuşmasına devam ettikten sonra Lisa'ya doğru çevirdi kafasını, "Davacı," dediğinde Lisa'nın kalbi ağzında atmaya başlamıştı, nefesi kesildi. "Boşanmak istiyor musun?"
Lisa yutkunamadı. Mahkeme salonu sessizdi, kimseden çıt çıkmıyordu. Kalabalık salondaki herkesin gözünün şuanda üzerinde olduğunu biliyordu. Hatta hissediyordu, ağır geliyordu o bakışlar. Altında eziliyordu sanki.
Ha-Joon, masanın altından kolunu dürtene kadar girdiği transtan çıkamamıştı. Kafasını yanındaki avukatına çevirip gergin bakışlarla baktı, gerginliği somut bir şey gibiydi. Ha-Joon ise sessizce ayağa kalkması ve cevap vermesi gerektiğini fısıldadı.
"Bayan Shon?"
Lisa adını bir kez daha hakimin ağzından duymasıyla daha da panikledi. Avuçlarının içi terlemişti ve tüm bedeni o kadar sıcaklamıştı ki Jennie'nin giymesi için verdiği ceket artık üzerinde yük olmaya başlamıştı. Ama sonra bir şey oldu. Sessiz mahkeme salonunda Dohyeon'un alaylı gülüşü duyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
if i weren't | liskook
Fanfictionchanel elbise, dior çanta, valentino parfüm, inci kolye, pembe ruj, şiddetli evlilik, kapatılması gereken morluklar, uyulması gereken kalıplar ve kenar mahallenin kafa karıştıran sanatçı ruhlu serseri çocuğu