☆²⁸

1.7K 162 620
                                    

ben geldim 🎀

sizi bu bölümle alakalı baya yükselttim biliyorum ama kızlar bölüm o kadar uzun oldu ki yani iki part halinde bölmek zorunda kaldım. 🤡 aslında tek part şeklinde atacaktım AMA cidden O KADAR uzun oldu ki okurken gözleriniz ağırır kıyamam dedim ve bölümü ortadan ikiye böldüm gitti  🦋🦋 yani ben bölümü bölmeye karar verdiğimde 5k kelimeyi geçmişti ve yarısına anca gelmiştim hala yazıyordum???

hasret kaldık birbirimize o yüzden bir sürü yorum istiyorum sonra da hemen diğer bölümü fırlatırım çok mutlu oluruz hep beraber 💖💘

you got that long hair slipped back white t-shirt and i got the good girl faith and a tight little skirt

23:54

"Hadi burada kalın," demişti Jennie ellerini birleştirip yalvaran bakışlar atarak, "Günümüz çok güzeldi, gece de güzel olsun."

Jungkook kaşlarını kaldırıp sevimsiz bir gülümsemeyle, "Swinger?" dediğinde önce Jennie'den sert bir yastık darbesi yemiş, "Taehyung rüyalarımı süslüyorsa benim suçum değil," dediğinde bu sefer saçlarına yapışan uzun tırnaklı eller yüzünden kafa derisinin yüzülmesi tehlikesini atlatmıştı. Olsun, Jennie'nin kızgın suratını görmek için değerdi.

Jennie, misafir odasındaki kanepeyi açıp temiz çarşaf, yastık ve battaniye getirip yatağı hazırladıktan sonra kapıyı kapatıp çıkarken dudaklarını büzmüş kafasını yana yatırmıştı, "Bizim duvarlar çok kalın, ses yalıtımı var. Hiçbir şey duyulmuyor-"

"İyi geceler, Jennie," dedi Lisa hızlıca. Sabahtan beri yaptığı imalardan sıkılmıştı artık. Özellikle yanında Jungkook varken yaptığında daha da rahatsız edici oluyordu. Kapıyı suratına kapattığına kendini kötü hissetmemişti.

Lisa kapıyı kapattıktan sonra yatakta oturan ve kendisini göz hapsine almış olan Jungkook'un yanına oturdu, "Bugün bana karşı mesafeli gibiydin," dedi Jungkook. Lisa'nın özellikle soğuk davranmak için yaptığı bir şey yoktu ama Jungkook o mesafeyi hissetmişti. İğrenç bir histi.

"Değilim," dedi Lisa. Öyleydi. İlk önce Dohyeon'un arayıp olabileceği en yumuşak haliyle konuşması, sonrasında Jennie'nin Dohyeon'u aldattığına dair bir şeyler söylemesi Lisa'nın bazı şeyleri oturup tartması gerektiğini fark ettirmişti. Jennie haklıydı, bu işin sonunun nereye varacağını düşünmesi gerekiyordu.

"Sabah için özür dilerim. Gerçekten. Ama sen de beni anla," dedi Jungkook, "Onunla konuşup içeri geldin ve tıpkı bana gülümsediğin gibi gülümsüyordun."

"Bunu konuşmasak?"

Jungkook dudağının üzerindeki derileri dişlerken gözlerini Lisa'dan ayırmıyordu, "Tamam," dedi, "Miden bulanmaya devam ediyor mu?"

Lisa sıkıntıyla nefes verdi, "Saat başı soruyorsun. Hayır etmiyor, iyiyim."

"Benim yüzümden oldu ama. Zorla o kadar yedirdim seni, muhtemelen fazla geldi."

Lisa bir şey demedi, bir süre sessizlik oldu. Jungkook kendisini kötü hissediyordu. Dişlediği dudağındaki derileri yolmaya başladı, bir şey demesi ve ortamı neşelendirmesi gerekiyor gibi hissediyordu. Jungkook'un olayı buydu, Lisa bunu seviyordu, ortamı neşelendirebilme yeteneğini. Ne var ki şuan bu yeteneği yok olmuştu sanki. Lisa'nın aklını okuyabilmeyi ya da en azından düşünceleri konusunda daha açık olmasını çok isterdi. Tam bir kapalı kutuydu.

En sonunda dudaklarını dişlemeyi bırakıp gülümsedi, "Yarın bizim için bir şey planladım," dedi, "Aslında söylemeyecektim ama dayanamadım."

if i weren't | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin