kızlarrrr önceki bölümde çoğunuz ağaçların arasında dohbok var sanmış ama hayır KİMSE YOKTU KİMSE BİZİM GÖTÜMÜZÜ BAŞIMIZI ÇEKMEDİ rahatlayın lütfeeennn ✨ hepimizi paranoyak yaptığım için üzgünüm 🐣
weight of the world on your shoulders, i kiss your waist and ease your mind
1 Ocak, 13:45
Lisa dağılmış bir halde kalkmıştı yataktan. Benliğinin bir kısmını yatakta bıraktığını düşünüyordu hatta. Midesi bulanıyor ve başı çok dönüyordu. Hayatında ilk defa geceden kalma olmuştu. Öyle ki saatin kaç olduğunu görünce şaştı kaldı, daha önce hiç bu kadar çok uyuduğunu hatırlamıyordu.
Salona geçtiğinde Jungkook'u çoktan uyanmış, mutfakta oturmuş kahve içerken bir yandan da masanın üzerindeki laptopundan bir şeylerle uğraşırken gördü. Lisa'nın saçı başı dağınık korkunç görüntüsünün aksine Jungkook gayet derli topluydu. Hatta o kadar iyi bir durumdaydı ki saçını bile toplamıştı.
Lisa ayakta durabilmek için kendini mutfağın girişindeki buzdolabına yasladığında Jungkook gülerek baktı Lisa'ya. Tatlı bir gülümsemeden çok alaylı bir gülümsemeydi, "Günaydın."
"Ben dün öldüm mü?"
Jungkook tok bir şekilde güldü, "Eve nasıl geldiğimizi hatırlıyor musun?" diye sorduğunda Lisa yüzünü buruşturdu, hatırlamak istemiyordu ama Jungkook bu bulduğu büyük fırsatı dalga geçmek için kullanmadan asla duramazdı, "İki adımda bir kustun, köşe başına. Evin yolunu bulmak için işeyerek işaret bırakan kediler gibi."
Lisa kendi iğrençliğinden iğrendi, kustuğunu düşününce yine kusası gelmişti, "Niye öyle oldu ki ya?"
"Niye öyle olmuş ki ya? Birisi sevgilisinin sözünü dinlemediği içindir belki."
Lisa buzdolabına yapışmış bir şekilde sızıldamaya devam ediyordu. Elini karnına götürdü, "Hala midem bulanıyor," dedi. Hayır, bir daha asla içmeyecekti. Özellikle de Jungkook'un, "Parmak atıp kusturayım," diye öne attığı o korkunç öneriden sonra bir daha asla ama asla. Asla.
Lisa en sonunda buzdolabından ayrıldığında savsak adımlarla Jungkook'un yanına gitti. Sandalyenin başlığına tutunup laptopun ekranına baktı, "Ne yapıyorsun?"
"Bir şeyler araştırıyordum," dedi Jungkook. Lisa yanında ayakta dikilince sandalyesini hafifçe geriye doğru kaydırarak Lisa'nın kucağına oturabilmesi için yer açtı ve Lisa'nın gelmesi için bacağına iki kere pat pat vurdu. Lisa kendi yeri olduğunu bildiği için Jungkook'un kucağına kuruldu hızlıca. Oturur oturmaz da boyun kıvrımına uzunca bir günaydın öpücüğü almıştı.
Lisa, ayılmasına yardımcı olacağını düşündüğü için Jungkook'un yarısı içilmiş sert kahvesinden bir yudum aldı ama bu sadece midesini daha çok bulandırdı. Yüzü acı kahve yüzünden buruştu, tiksinir gibi bir ses çıkardı, "İğrenç."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
if i weren't | liskook
Fanficchanel elbise, dior çanta, valentino parfüm, inci kolye, pembe ruj, şiddetli evlilik, kapatılması gereken morluklar, uyulması gereken kalıplar ve kenar mahallenin kafa karıştıran sanatçı ruhlu serseri çocuğu