18

68 7 0
                                    

Hellöööö, suların durulduğu keyifli bir bölüm sizi bekliyor iyi okumalar 🌸

Monreo

Herşey harika giderken o piç kurusu sürekli benim gerçek kimliğimi öğrenmesi için Beyza'yı zorluyordu. Fasta Beyza'nın çıldırmasının hesabını soracaktım ona. Şirkete babam gelip Beyza ile konuşmuştu. Bunu beni geri kazanmak için yapıyordu adım kadar iyi biliyordum ama ben onu kendi cenazemde gömdüm.

Ayrıca Beyza'nın da yüreği hâlâ Burak'ın dönmesi için can atıyordu. Onun umudunu kesmeliydim çünkü ben artık ona dönemezdim. En azından Burak olarak. Tamamen benim olması için tek sorun yüreğinin derinliklerine gömdüğü Burak'tı.

Ufak bir plan ile Burak'ın ölüm haberinin Beyza'ya ulaşmasını sağladım. Telefonu kapattı ve yere yığıldı. Onun hâlâ bu kadar etkilenmesi benim pişmanlığıma pişmanlık katıyordu. Her zaman bana ben önce öleceğim ona göre. Ölürsen senin mezarına gelmem diyordu. Beyza kucağımdayken onu öptüm ve geçecek güzelim diyerek omu yatağa yatırdım.

Kötü olacağını bildiğim için doktora haber vermiştim ve evinin önüne araba göndermiştim. Hızla doktoru aradım. Beyza'nın alkollü olduğunu da söyleyerek ona göre ilaç getirmesini söyledim. Doktor kısa bir sürede geldi ve serum taktı. Ardından da gitti. Yaklaşık üç saat sonra Beyza uyandı.

Önce ne olduğunu anlayamadı ve bir an boşluğa bakarak herşeyi hatırladı. Ona dönerek
"Galiba kötü bir haber aldın. Uçağı ayarladım istersen gidebilirsin."

Bana önce minnetle baktı. Ardından da "Eski bir arkadaşım vefat etmiş. Çoktan defnedilmiştir zaten"

"Başın sağolsun" diyerek ona doğru yaklaştım. Serumunu çıkarttım ve sarıldım. Ağlamaya başladı o ağladıkça göz yaşı bir kor olup benim kalbimi yakıyordu.

"Monreo, o beni bırakmıştı, ihanet etmişti ama ölmeyi haketmemişti. Ona hesap soracaktım ben, yine beni böyle bıraktı"

Hiçbir şey demedim ne diyebilirdim ki. Sadece yanında olduğumu hissettirdim ona. Bir süre sonra bana teşekkür ederek uykuya daldı.

Hemen Hakan'ı aradım, Cihan'ın yerini çözmüştü ona baskın yapıp depoya götürmelerini söylemiştim.
"Hallettin mi?"

"Evet abi seni bekliyoruz" demesiyle evden hızla çıktım. Depoya geldiğimde Cihan iyice hırpalanmıştı. Ellerini çözdürdüm ardından da onu dövmeye başladım, "lan Cihan seni ilk gördüğümde gözüm tutmamıştı. Sen her seferinde ne diye Beyza'nın zihnini bulandırıyorsun şerefsiz"
Diyerek arka arkaya yumruklarımı yüzüne geçiriyordum. Sadece kahkaha atıyordu, onun bu durumu sinirimi bozarken geri çekildim ve
"Sıkın kafasına" dedim. Kimse benim olanı benden almaya kalkamazdı.

Hakan bir an tereddüt ile bana baksada ağzını açtırmadan gözlerim ile onu susturdum. Depodan çıkıp arabama binerek eve gittim. Beyza balkonda sigara içiyordu. Gecenin bir yarısı ne demeye o sigarayı içiyorsun be kızım! Diye kendi kendime söylendim.

Beyza

Üzgünüm içimde ki hırs asla geçmiyordu. Tek düşüncem onun ölmemesini köpek gibi pişman olmasını ama olmadı... Ben onun boğazında düğümlenen hıçkırığı, gözünden damlayamayan göz yaşı, unutamaması, beni geri istemesi gerekiyordu. Belki de öyle oldu bilmiyorum. Şuan onun için değil kendim için üzülüyordum evet bencilce ama insan zaten bencil bir varlık, her zaman kendi çıkarlarımızı düşüp ona göre hareket ederiz.

Yataktan kalktım ve masanın üzerinde duran sigaramı aldım. Yakarak balkona çıktım. Ayakta balkonun cam korkuluğuna dayanarak sigaramı içmeye başladım. Çektiğim her nefes içimi soğutuyordu.  Artık bitmeli, biz çok uzun zaman önce yollarımızı ayırdık bir yıl boyunca asla karşıma çıkmadı. Ben sözümü tuttum bekledim ama o gelmedi. Artık gelmeyecek de hiçbir şeyi değiştirmem zamanı geriye alamam.

Yürek Unutmaz (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin