Deniz kokusunu ve sigaramın dumanını içime çektikçe rahatlıyordum sanki ikisi karışıp akciğerlerimden değil de beynimin kıvrımlarında dolanıp nefes oluyordu. Burak gitmişti doğru düzgün hiç bir şey demeden beni bu boktan yerde bırakıp sadece "Bir gün herşeyi açıklayacağım yemin ederim" demişti. Ne anlama geliyordu? Bana bekle mi demek istiyordu. Herşeyi biliyordu onsuz geçen her saniyenin bana zulüm olduğunu bunu bile bile beni terk etmişti. Aradım, evine gittim, ailesi kimse hiçbir şey bilmiyordu. Tek bildiğim şey Vildan sayesinde GBT 'sine bakarak yurt dışına gittiği. Arnavutluk'da ne vardı? Orada bir şey olsa bile Burak yurt dışında yaşayacak bir insan değildi. Beni ve bütün hayallerimi, emeklerimi bırakıp gitmişti. Lanet olsun sana bir gün elime geçirirsem asla seni affetmeyeceğim. Şimdi kendime bir söz veriyorum. Artık yoluma bakacağım, geriye bakmayacağım ve bir daha asla kendimi herhangi bir insanın insafına bırakmayacağım.
Beyza olacaklardan habersiz bir şekilde bunları düşünürken, düşüncelerini bozan şey telefonu olmuştu. Genç kadını arayan üniversite hocasıydı.
"Alo"
"Alo Beyza kızım, bugün müsaitsen ofisime uğrayabilir misin?"
"Tabiki uğrarım önemli bir şey mi var hocam?"
"Ofisimde konuşalım benim güzel kızım, bekliyorum" diyerek telefonu sonlandırdı ama hocamın sesi inanılmaz neşeli geliyordu.
Hemen yerimden kalkıp doğruca kampüsün yolunu tuttum. Bir anda acaba noldu diyerek az önce içinde bulunduğu yorucu duygularımdan sıyrılmıştım çünkü benim için her zaman iş önce gelir. Bunları düşünürken geldiğimi fark ettim ve hocamın kapısını tıklayarak içeriye girdim.
"Aahh Beyza hoşgeldin bende tam kendime kahve yapıyordum ister misin?"
"Hoşbuldum hocam, kahveye asla hayır demem"
"Beyza senin adına çok heyecanlıyım. Biliyorsun kariyerimde yıllardır sadece akademik olarak ilerlemiyorum birçok şirkette belli pozisyonlarda görev aldım ama artık çok yoruldum." Beyza'ya kahvesini vererek bir nefes bıraktı.
"Bilmem mi hocam sizin için gün 24 saat asla değil. Nasıl anlamıyorum ama birçok şey sığdırıyorsunuz kısacık günlere"
"Beyza bana İtalya'da yeni açılan ve gelecek vaat eden bir lojistik firması Ortadoğu'nun sorumlusu olmam için ısrar etti ama ben yaşlandığım ve hasta olduğum için artık o kadar yoğun tempoda çalışamayacağımı belirttim" dedi adam ve derin bir nefes alarak devam etti
"Fakat onlara benim kadar iyi hatta, teknoloji yönetimi daha iyi birisini tanıdığımı ve onu ikna etmek için elimden geleni yapacağımı söyledim. Şimdi sen İtalya'ya bu görevi yapmak için gider misin? İşler merkezî olarak İtalya'dan yönetilecek. Buna rağmen sık sık Türkiye, Libya gibi ülkelere seyahat edebileceksin. Ayrıca pozisyon, maaş ve imkan bakımından senin için biçilmiş kaftan. Hemen cevap vermene gerek yok ben şimdi
senin iletişim bilgilerini onlar ile paylaşacağım gerekli detayları onlar iletecek sana." Dedi umutlaDuyduklarıma şaşırmadan edemedim nefes almak için oturduğum sandalyede dikleşerek bana sunulan teklifi hazmetmeye çalışarak kahvemden keyifle bir yudum aldım. "Hocam bilmiyorum yani bu mükemmel bir teklif ama karar vermesi zor çünkü ailem sevdiklerim burada."
"Biliyorum ama gel sana Birşey anlatayım. Köpek balıklarını bilirsin suların yırtıcı hayvanlarıdır. Denizlerde ve okyanuslar da devasa boyuta ulaşırlar ama alıp onu bir akvaryuma koyarsan sadece akvaryumun izin verdiği ölçüde büyür. O köpek balığının denize açılmasının vakti geldi yoksa asla büyüyemeyecek. Tabi bu benim kendi fikrim son karar yine de senin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürek Unutmaz (Tamamlandı)
Literatura FemininaBir insan bir insana hem bu kadar benzeyip hem farklı olabilir miydi? diye düşündü genç kadın herşeyi onun ile aynıydı ama yüzleri farklıydı eskiden hayatında olan adam bu adamdan daha mı iyiydi? Gerçek neydi? Neden yıllar sonra aynı gözlere bakıp a...