32

50 5 0
                                    

Keyifli okumalar ✨

Hiçbir şey yapmadan sadece ayağa kalktım, etrafıma baktım herşey çok çabuk değişiyordu. Eğer o bebeği aldırmasaydım belki şuan şu köşede bir beşik olacaktı ve mışıl mışıl uyuyacaktı. Ellerini tutup bir öpücük konduracaktım. Koynumda büyütecektim onu...

Hayat hayal ettiğimiz gibi değil yaşadığımız gibi oluyordu. Ben hiçbir zaman kimseye zarar vermeden yaşamımı sürdürdüm buna rağmen sürekli sert darbeler alıyorum. Reva mı bana? İsyan ediyorum evet ben bunları haketmedim. Bir anda dünyam başıma yıkıldı sonra toparlandım tekrar yıkıldı. Şimdi deli gibi korkuyorum ya yıkılırsa?

Ya yıkılmaz herşey çok güzel olursa.

Kötü bir düzenin üzerine kurulmuş hayatlarımız var güzel olmaz. Eğer bir şey güzelse ya cahil yada aptal olarak yaşam sürdüyoruzdur. Yatağıma geçip içine girdim. Artık çok yoruldum kolum kanadım kırıldı tekrardan inşaa etmeye ne gücüm ne sabrım vardı.

Üç gün, evet üç gündür yataktan çıkmıyorum, bebeğimin yasını tutuyorum. Başında ağlayabileceğim bir mezarı bile yoktu. Yine tek başıma yine yapayalnız. Monreo mu? İki gün önce helikopter sesi duydum. Muhtemelen gitti. Cehenneme kadar yolu var, it herifin.

Telefonum çaldı arayan Monreo açmadım.
Yine çaldı arayan Buse yine açmadım
Tekrar çaldı arayan Sena açmadım

Yataktan kalktım ve tuvalete gittim. Elimi yüzümü yıkadım tekrar odama girerken kapı çaldı. Açtım bir tane dalkavuk "yenge abi seni merak etmiş diyerek telefonunu uzattı" kapıyı yüzüne kapattım. Beş saat sonra yine çaldı açtım yemek getirmiş ama almadan yine kapattım.

Sabaha karşı, bir ses duydum sanki kapım açıldı. Monreo geldi ama helikopter sesi yoktu. Geleni kontrol etmek için arkamı döndüm ama adam hemen üzerime doğru gelerek ağızıma ve burnuma gazlı bez tuttu. Çırpındım ama gücüm yoktu. Kendimi bıraktım.

Gözlerimi açtığımda Monreo'nun evinde kendimi odamızda buldum. Zihnimde o gün canladı, gelinliği liğme liğme parçalamam, fotoğraflar, not herşeyi sanki tekrardan yaşamıştım. Ayağa kalkıp yan odaya geçtim çalışma masasının o çekmecesini açtığımda bu sefer boştu. Hiçbir şey yapmadan odaya gittim. Su sesi vardı muhtemelen beyfendimiz duşa girmişti. Sinirlerim tekrar gerilmişti. Sakinleşmek için komidinin üzerinde duran suyu içmek için elime aldım. Su sesi kesildi ve ıslık sesi başladı. Kısa bir süre sonra Monreo duştan çıktı.

Onun bu gevşek hali sinirimi bozmuştu. Beni resmen kaçırdığı için elimde olan bardağı ona doğru fırlattım ama maalesef ıskaladım. Bardak duvara çarpıp tuzla buz oldu.

"Günaydın sevgilim yine formundasın"

"Monreo bak küfür etmek istemiyorum ama senin belanı sikerim"

"Şşşş şşşş" dedi eliyle bana uyarı yaparken. "Eskidendi o Beyza, ben senin sınırını genişlettikçe sen sığmıyorsun bu yüzden birde senin önünü kesmeyi deneyeceğim bakalım nolacak" dedi.

Kahkaha attım. "Yapamazsın" dedim çünkü yapamazdı.

"Bak gör bakalım yapabiliyor muyum?"

Bir yandan da üzerini giyiniyordu. Önce pantolonunu giydi, sonra ise lacivert gömleğini giyerek düğmelerini ilikledi. Onu görmeye tahammülüm olmadı için, dışarıya baktım çok özlemiştim buranın havasını her mevsim burası ayrı bir güzel. Diye düşünürken

"Hadi gel kahvaltı yapalım". Dedi ve odadan çıktı.

Elime sigaramı aldım ve bilerek içeride yaktım. Sigaramı içip duşa girdim. Üç gündür duşa giriyorum iğrenç olmuştum. Duştan çıktığımda, odanın camları açılmış ve kırılmış bardak temizlenmişti. Sonrasında ise yavaş yavaş üzerimi giyindim. Ardından aşağıya indim. Monreo masada beni bekliyordu.

Yürek Unutmaz (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin