Hellööö iyi okumalar 🌸Sabah kahvaltıya indiğimde üçünün de neden gergin olduğunu şimdi anlıyordum. Birileri benim ve ailemin fotoğrafını çekmiş. Bununla kalmamış evimin içine kadar girmiş iyi ama neden?
"Kimsin sen? Niye kurşunlandık? Ben neden takip ediliyorum?"
Yüzünde bir sırıtış belirdi. Ben ne diyorum o ne yapıyordu, gözlerine baktım ve sadece bir patron olmadığı aşikardır ama bunu ondan duymak istiyordum.
"Beyza benim bir çok şirketim var. Aslında bunlar diğer işlerime karşı bir paravan görevi görüyor ve para akışının kaynağı olarak görünüyor."
Ellerimi kollarımda bağlayıp. "Kara para aklıyorum desene sen şu işe"
"Genel olarak bunu yapıyorum, diğer yaptığım şeyleri senin güvenliğin için maalesef anlatamam"
"Güvenliğim sağlandıktan hemen sonra Türkiye'ye döneceğim" dedim ve arkamı dönüp bahçeye bakan pencereye doğru yöneldim. Kolumu nazikçe tutarak beni kendisine çevirdi. Saçlarımı kulağımın arkasına yerleştirdi ve
"Hiçbir yere gidemezsin" dedi
"Gör bak istifamı nasıl veriyorum? Ardından da arkama bile bakmadan nasıl gidiyorum"
Kocaman bir kahkaha attı.
"Ah Beyza biliyor musun? Tahmin etmiştim senin hiçbir sözleşmeyi tam olarak okumayacağını"
"Nn-eeyden bahsediyorsun" diyerek onu ittirdim.
"İşten çıkarsan ödeyeceğin bir miktar paracık"
Sinirlerim o kadar gerilmişti ki kendime hakim olamadım ve Türkçe bir şekilde
"Bu ne terbiyesizlik, nasıl bana bunu yaparsın. O şirketinin de senin ağzına sıçacağım görürsün sen"
"Emin ol, şirket zerre umrumda değil. Tek istediğim burada benimle olman"
Artık emindim biliyordu Türkçe hemde akıcı bir şekilde. Türkçe bilip bilmiyor numarası yapması, beni buraya bağlaması için sözleşmede ek madde koyması, herşeyi beni burada bir av gibi sıkıştırmak için yapmıştı.
Gerçekleri anlayınca kendime hakim olamayarak ağlamaya başladım ama bu hayal kırıklığı değil sinirlendiğim için ağlıyordum. İlk olarak sehpanın üzerinde duran bardağı alıp ona doğru fırlattım, ardından ise orada duran bütün vazoları mumları bir bir attım. Hiçbiri ona isabet etmemişti ve bu durum beni daha çok sinirlendirmişti.Ona doğru koşar adımlarla ilerleyerek olabildiğince güçlü bir şekilde onun göğüsüne vurup, ayaklarına tekme atıyordum ama bana mısın demiyordu. Kolunun birisi ile belimden kavradı. Beni kendisine çekti ve diğeri ile saçlarımı okşadı, göz yaşlarımı sildi. Tanıdık olduğum bu duygu beni yine içine çekmişti. Ona doğru döndüm, artık kimsenin kollarında huzuru aramıyordum birden geriye çekilerek
"Senden nefret ediyorum"
Diyerek yukarıya çıktım. Delirmek üzereyim aklım almıyor bu adamın benimle alıp veremediği ne. Odadan hızla çıktım ve Vicky'nin odasına girdim.
"Vicky noluyor bana anlat lütfen."
"Beyza inan bu durum benim boyumu aşıyor. Ayrıca kurcalama ne kadar az şey bilirsen o kadar güvendesin emin ol" diyerek elimden tuttu.
"Eşyalarını almaya gidelim mi? Uzun bir süre burada kalacak gibisin. Bilmediğin çok şey var ama güvende olman gerekiyor lütfen bunu anlayışla karşıla"
Kendimi tutamayıp ağlamaya başladım yine.
"Ben bunların hiçbiri hak etmiyorum, biliyor musun aslında Monreo'nun yaptıkları üzmüyor beni. Ben zaten hayatımın yarısını bom boş bir insan için harcadım. Yine aynı şey oluyor ben şimdiye değil geçmişe ağlıyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürek Unutmaz (Tamamlandı)
Chick-LitBir insan bir insana hem bu kadar benzeyip hem farklı olabilir miydi? diye düşündü genç kadın herşeyi onun ile aynıydı ama yüzleri farklıydı eskiden hayatında olan adam bu adamdan daha mı iyiydi? Gerçek neydi? Neden yıllar sonra aynı gözlere bakıp a...