mike reid ve allen shambin tarafından yazılan yürek burkan şarkının beni duygulandıran bir hikayesi var.
shambin, bir röportajında şarkı hakkında konuşurken ilhamının boşanma sürecinden geçen evsiz bir adamdan aldığını söyledi ve ekledi; "bir köprünün altında, nashville şehir merkezine yakın bir yerde yaşayan bir adam vardı. karısının onu köprü altından almaya geldiğini ve boşanmak için adliyeye götürdüğünü söyledi."
ayrıca devam etti; "sarıldık, ağladık, sonra da boşandı. ardından bana ilham veren o cümleyi kurdu: biliyorsun, bir kadının seni sevmesini sağlayamazsın."
Turn down the lights
Turn down the bed
Turn down these voices
Inside my headLay down with me
Tell me no lies
Just hold me close
Don't patronize
Don't patronize me'Cause I can't make you love me if you don't
You can't make your heart feel something, it won't
Here in the dark
In these final hours
I will lay down my heart
And I'll feel the power
But you won't
No you won't
'Cause I can't make you love me
If you don'tI'll close my eyes
Then I won't see
The love you don't feel
When you're holding meMorning will come
And I'll do what's right
Just give me 'til then
To give up this fight
And I will give up this fight'Cause I can't make you love me if you don't
You can't make your heart feel something, it won't
Here in the dark
In these final hours
I will lay down my heart
And I'll feel the power
But you won't
No you won't
'Cause I can't make you love me
If you don'tDon't even try
Don't even try
Don't even try
Don't even try
Don't even try
Don't even trydefterimi kapatıp yanımda uzanmış, gökyüzünü izleyen bedene döndüm. vize dönemi benim için oldukça stresli geçmişti. neyse ki taehyun beni yalnız bırakmamış, biraz da olsa stresimi azaltmamda yardımcı olmuştu.
zor bir dersimin vizesine çalışırken pes etmek üzereydim. o sırada taehyun yanımdaydı ve bana dönüp "bu dersin sınavından geçersen sana bir sürprizim olacak" demişti. küçüklüğümden beri sürprizlere bayıldığım için canla başla çalışmıştım. eh, geçtiğimi öğrenmem de uzun sürmemişti zaten.
işte buradaydık. taehyun'un sürprizi sevimli bir piknikti. yaklaşık bir buçuk saat önce beni arayıp on dakika içinde kapının önüne çıkmamı söyledi. hemen hazırlanıp kapının önüne indiğimde siyah, lüks bir arabaya yaslanmış sigarasını içiyordu. geldiğimi görünce yarıladığı sigarasını fırlatıp siyah gözlüğünü çıkardı. yüzünde kocaman bir gülümsemeyle beni karşıladı ve arabaya bindik.
arabanın kendisine ait olduğunu söylemişti ağzım açık bakarken. daha fazla açılan ağzıma karşılık küçük bir kahkaha atmıştı.
bir saatlik yolculuğun sonunda piknik alanına gelmiştik. yolda dinlediğimiz şarkılar sevdiğim şarkılardı. bunu nasıl biliyordu bilmiyordum. sorgulamak da istemedim açıkçası.
"taehyun, burası çok güzel!"
heyecanla yerimde zıplarken elinde kocaman sepet olan çocuğun boynuna atlamıştım. afallamış olacak ki başta karşılık vermemişti. birkaç saniye sonra belimde hissettiğim sıcak el gülümsetmişti beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cigarette on your lips {taegyu?}
Fanfic"pişmanım, beomgyu. lütfen yaptığım hatayı telafi etmem için bir şans ver. seni geri istiyorum." "eski beomgyu olsaydı sana istediğin kadar şans verirdi ama eski beomgyu öldü. onu sen öldürdün, taehyun."