ne yapmam gerekiyor?

142 30 28
                                    

"yemek yemeyecek misin?"

"hayır."

"en azından bir şeyler atıştırmalısın. bütün gün bir şey yemediğine eminim."

"yemeyeceğim dedim, beomgyu."

aldığım tepki ile anlık duraksadım. son bir haftadır taehyun'un bana olan davranışları değişmişti ve bunu kanıtlayabilirdim.

eve geldiğinde direkt odaya giriyor, saatlerce çıkmıyordu. ne iletişimimiz kalmıştı ne de sosyal hayatımız. gülmüyor, yemek yemiyor, benimle konuşmuyordu. azalttığı sigarayı da çoğaltmıştı ayrıca. neler dönüyordu anlayamıyordum.

sessizce odadan çıkıp sıkıntılı bir nefes vermiştim. merdivenlerden inip mutfağa girecektim ki taehyun'un ceketinde duyduğum titreşim ile durdum. ceketinin cebine elimi attığımda telefonunu cebinde unuttuğunu gördüm. odaya götürmek üzere yukarı adımladığım sırada gelen mesajla telefonun ekranı parladı.

birbirimizin telefonlarına asla bakma gibi bir durum söz konusu değildi ilişkimizde. ikimiz de özel alanlarımıza saygı duyardık çünkü. ama gelen mesajın içeriği beni germişti.

"bugün çok yakışıklı görünüyordunuz bay kang. akşamki yemek için teşekkür ederim ayrıca. tekrarlanması dileği ile, iyi geceler."

daha önce adını duymadığım bir kadından gelen mesaj beni germişti. ayrıca taehyun bu kadınla akşam yemeği mi yemişti? şimdi anlıyordum neden yemek yemek istemediğini.

aklımdaki sorular ve kalbimdeki değişik hisle yukarı çıktım. sessizce odaya girdiğimde taehyun, önündeki dosyalara ve bilgisayarına odaklanmıştı. dikkatini bana versin diye yalandan boğazımı temizledim. amaçladığım şeyi başarmıştım. yani, kısmen başarmıştım.

"telefonunu ceketinin cebinde unutmuşsun."

bana bakmadan telefonu aldı ve öylesine teşekkür etti. aklımdaki şüpheler gereksiz çoğalmaya başlamıştı. kalbimdeki değişik his beni rahatsız etmeye devam ediyordu.

"daisy kim?"

sorduğum soru ile bakışlarını dosyalardan çekip bana odakladı. yüzündeki şaşkın ifade ağlamama sebep olacaktı. kaşlarını çatmış elindeki kalemi gergince döndürüyordu.

"asistanım da sen nereden biliyorsun daisy'yi?"

"mesaj atmış sana. bugün yakışıklı göründüğünü ve akşamki yemeğin tekrarlanmasını dilediğini söylemiş."

söylediğim şeyden sonra taehyun'un bakışları anlık olarak önüne inmiş ve ortam sessizleşmişti. bu sessizlik beni oldukça geriyordu.

"telefonumu mu karıştırdın?"

söylediği şey kalbimi kırmıştı. bugün daha ne kadar kırılabilirdim ki?

"böyle bir şey yapmayacağımı biliyorsun, taehyun. telefonu sana getirirken mesaj geldi, ekran parladı. göz ucuyla baktığımda gördüğüm şey beni şok etti. söylesene, benden ne saklıyorsun?"

öylece soruvermiştim. düşüncelerimin doğru olmadığını bilmek istiyordum. on dakika içinde kafamda kurduğum şeyler beni yeterince germiş ve yormuştu. hepsinin kuruntum olduğunu duymak istiyordum.

"hiçbir şey saklamıyorum, beomgyu. lütfen beni yalnız bırakır mısın? seninle uğraşacak halim yok şu an."

daha fazla da kırılabilirmişim. aldığım yanıt beni şok etmişti. göğsümde bağladığım kollarımı çözüp şokla taehyun'a bakıyordum. o ise asla bana bakmıyor, önündeki kağıtları karıştırıyordu.

cigarette on your lips {taegyu?}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin