"en çok kim seviyor?" tartışması.

117 19 11
                                    

taehyun ile yüzleşmemin üzerinden bir aydan biraz fazla zaman geçmişti. bu yaklaşık bir buçuk aylık süreçte hiç düşünmekten dolayı kötü hissetmemiştim. ayrıca mingyu ile iletişimimiz farklılaşmıştı.

kötü anlamda değil, aksine iyi anlamda farklılaşmıştı. artık daha rahat ve hafif olduğum için mingyu'nun yanında kasılmıyor, ona olan sevgimi ve minnetimi rahatça gösterebiliyordum. mingyu ise olduğundan daha mutlu bir adam olmuştu artık.

hayatımdaki her şey sonunda iyiye gidiyordu. özellikle kendimle olan ilişkim iyiye gittiği için çok ama çok mutluydum. hem kitabın bitmesine de çok az kalmıştı, onun için ayrı bir mutluydum.

gülümseyerek sırtımı koltuğa yasladım ve kafamı kaldırıp tavanı izlemeye başladım. kollarımı da başımın üstünde birleştirip bir sağa bir sola dönüyordum.

"sevgilim? iyi misin?"

mingyu'nun sesiyle gözlerimi tavandan çekip elinde tepsiyle gelen bedene baktım. yüzümdeki gülümseme silinmemişti.

"iyiyim sevgilim, ne oldu ki?"

"bir saattir kapıya vurup sana sesleniyorum, cevap vermeyince endişelendim."

"ah, duymamışım."

"bir sorun yok, değil mi?"

"hayır hayır, hiçbir sorun yok. aksine her şey çok iyiye gidiyor."

mingyu, tepsideki taze sıkılmış olduğuna emin olduğum portakal suyunu masama bıraktı ve eğilip saçlarıma öpücük kondurdu. gülüşüm daha ne kadar büyüyebilirdi emin değildim.

"kitap nasıl gidiyor peki? iki hafta içinde bitirebilecek gibi misin?"

iki hafta içinde kitabı teslim etmem gerekiyordu. bu yüzden biraz acele etmeye çalışıyordum ama ben acele ettikçe yazdığım şeyleri beğenmemeye başlamıştım. elimden geldiğince güzel yazmaya çalışıyordum.

"çok rahatlıkla biteceğini hissediyorum. bu hızla devam edersem bu hafta bitiririm, bir hafta da değerlendirmeler için beklerim. sonra da tatile çıkabiliriz."

"tatil demişken..."

mingyu elindeki tepsiyi masaya bırakarak masanın bir köşesine oturdu. yüzümdeki gülümseme solmuş, yapılı bedene bakıyordum sadece.

sınavlarım bittikten sonra bir aylık bir tatilim olacaktı ve mingyu ile en son konuştuğumuzda kasabaya gitme kararı almıştık. yeonjun ve soobin de o zamanlarda kasabada olacakları için vakit geçirebiliriz, diye düşünmüştük.

"...sanırım tatile gitmeyeceğiz."

"sorun değil de neden gitmeyeceğiz? bir şey mi oldu?"

"aslında sana sürpriz olacaktı ama bu güzel haberi senden saklamak istemedim."

"haberim olmadan neler dönüyor?"

mingyu otuz iki diş sırıtarak bana bakıyordu. aklıma binbir türlü şey gelse de ne olacağını kestiremiyordum.

"ara tatilde yeonjun ve soobin evleniyorlar."

"ne!"

şaşkınlıkla karışık çığlık attığımda mingyu, ufak çaplı bir kahkaha atmıştı. en yakın arkadaşlarım evleniyorlardı ve haberim yoktu. inanılmaz bir olaydı cidden!

"hangimiz önce evlenirsek diğerlerimiz düğünlerinde yardım edecekti, ne demek bana sürpriz olacaktı?"

"her şeyi ayarlamışlar bile sevgilim. bizden sadece şahit olmamızı istiyorlar."

cigarette on your lips {taegyu?}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin