Eve geldiğimizde kızların baskıları altında kalarak odama çıkmış -daha doğrusu çıkarılmış- ve yatağıma yatırıkmışdım.Yaklaşık bir kaç saatin ardından Jungkook'da gelmişdi, vurulmuşdu ama o benden daha çabuk toparlamış gibi duruyordu.
Çalan telefonumu komidinin üstünden alıp arayana baktım.
"Alo"
"Nasılsın Jen?"
"İyi sen nasılsın?"
Yizhuo benim çocukluk arkadaşımdı, babam iş için Çine gitdiğinde benide götürmüşdü, o zaman tanışmışdık, hala görüşmesek bile ara sıra konuşuyoruz.
"İyiyim ve sana harika bir haberim var!" neşeli bir şekilde konuşmasına karşı gülümsedim.
"Ne haberi?" bir kaç saniye sessizliğin ardından kulağımı sağır edecek şekilde bağırmışdı. "Koreye geliyorum!" yüzümü buruşturup telefonu biraz uzaklaştırdım.
"Bu harika bir haber ne zaman geliyorsun?"
"Yola çıktım bile şimdi uçağa biniyorum görüşürüz" hızlı bir şekilde konuşup telefonu kapatdığında şaşkınlıkla gözlerim açılmışdı.
Şu an gelmesi istediğim son şey bile değildi, neden mi? Yüzüm gözüm berbat haldeydi üstelik evimde altı tane yabancı erkek vardı.
Yatakdan hızlıca kalkıp kapıyı açdığımda Yoongi ile burun buruna gelmişdik. Rahatsız olarak geri çekilip gözlerimi kaçırdım.
"Bir yere mi gidiyorsun?" başımı onaylar şekilde salladım. "Arkadaşım Çinden buraya geliyor" boş boş yüzüme baktığında ayakda duracak halim olmadığı için yatağa oturdum.
"Gelsin ne var? Merak etme çocuklara söylerim alırlar" aşırı rahat konuşması sinirimi bozarken gözlerimi devirdim.
"Beni bu halde görürse ne olur farkında mısın?" elim ile yara içindeki yüzümü gösterdiğimde ani bir aydınlanma yaşamışdı.
"Neden müsait olmadığını söylemedin?" önerdiği harika fikire tekrar göz devirdim "beni aradığında çoktan yola çıkmışdı,kıza geri dön mü diyeyim?"
Başını onaylar şekilde sallayıp yanıma oturdu. "Sorun yok bir yolunu buluruz ama bu evde kalmanız güvenli değil başka bir yere geçelim, arkadaşını da oraya alırız"
Yaşanan olaylardan sonra sanırım itiraz etmem saçma olurdu, başımı onaylar şekilde salladığımda ayağa kalkdı. "Biz gidelim eşyalarını sonra aldıracağız" başımı onaylar şekilde sallayıp kalkdığımda elini belime sarmışdı.
"Taşımamı ister misin?" son derece ciddi bir şekilde sorduğu soruya karşı bir kaç saniye yüzüne bakıp başımı iki yana salladım.
Beni taşımaya çok mu meraklıydı acaba yoksa ben mi yanlış anlıyordum. Odadan çıkıp merdivene doğru ilerlediğimde yanıma gelip arkamdan yürümeye başlamışdı.
Alt katda gördüğüm kanepede oturmuş Jungkook ile son bir kaç basamağı indim ve yanına doğru adımladım.
Beni gördüğünde ayağa kalkmışdı. Kolarımı sıkıca beline sarıp başımı gösüne gömdüm.
Onu o şekilde görmek tahmin etmediğim kadar kötü hissetdirmişdi. Yanağımda hissetdiğim ıslaklık ile ağladığımı yeni fark ediyordum.
Elini saçlarıma koyup yavaşca okşadı. "Bir şey yok Noona iyiyim" saçlarımın arasından öpdüğünde ellerini omuzlarıma koyup geri çekilmişdi.
"Hadi ama ağlama artık" ellerini yanaklarıma çıkarıp sıktığında gösüne sert olmayacak şekilde vurup geri çekildim.
"Senin için çok endişelendim aptal"
Beklemediğim bir hamle yaparak kollarını tekrar bana sarmışdı.
"İnan bana benim kadar endişelenmiş olamazsın"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Step Brother / 𝐽𝐽𝐾-𝐾𝐽𝑁
Randomkim Jennie hiç beklemediği bir anda karşılaştığı üvey kardeşi ile alt üst olmuştu 'Karşımdaki kırmızı ışık beni işaret etdiğinde gözlerimi kapatdım, gelen silah sesinin ardından belimde hissetdiğim kollar gözlerimi açmama neden olmuşdur. Jungkook z...