Hayat bazen bize oyun oynaya bilirdi, hatta hiç beklemediğimiz bir anda bize tekme atıp karanlığı boylamamıza neden ola bilirdi.Ben bu güne kadar hiç bir zaman hayatımdan şikayet etmemiş ve şükretmişdim.
Çünkü bana göre gerçek aşk ile büyüyen çocuklar hayata bir adım önden başlarlardı.
Şimdi ise bundan aşırı derecede düphe duyuyordum çünkü sabah odama girdiğimde karşılaştığım babam anlatdıkları ile beni tepe taklak yapmıştı.
Belkide Annem ve babamın aralarındaki ilişkinin güzelliği beni o kadar çok büyülemişti ki gerçeği görememiştim.
Şimdi ise gerçekler 25 yaşındaki bir adam olarak karşıma çıkmıştı.
Telefonumdan gelen titreme ile uzun zamandır daldığım dünyadan çıkıp aramayı cevapladım.
"Dün geceden beri nasılsın bakalım?"
"Bilmem"
"Bilmem mi?" beni tekrar etdiğinde karşımda oturan çocuğa kısa bir göz atıp ayağa kalktım, onun yanında konuşmak istemiyordum.
Balkona çıktıktan sonra kapıyı kapatdım.
"Şu an pekte iyi sayılmam."
"Neden?"
"Akşam konuşalım mı Lili?"
Onaylayan bir kaç şey söylediğinde telefonu kapatıp tekrar içeri girdim ve sandalyeme oturdum.
🍂
Aradan geçen zamana rağmen hiç bir çizim yapamamışdım ve hala kağıtla bakışıyordum.
Belkide bunun sebebi karşımda ayaklarını kuçuk sehpanın üzerine koymuş olan adamdı.
Normalde her şeye dikkat eden biri değildim ama ayakların masada olması beni çıldırtıyordu.
Boğazımı yalandan temizleyip dikkatini çekmeye çalıştım ama pek umurunda olmamışdı.
"Ayaklarını masadan indir"
İşte olmuşdu, tanışmamızdam sonra aramızda geçen ilk diyalog gerçekleşmişti.
Kısaca bana bakıp ardından ayaklarını indirdi ve baktığı telefona geri döndü.
🍂
Akşam olduğunda gerekli eşyalarımı toplayıp çantama yerleştirdim ve arabanın anahtarını aldım.
"Gidiyor muyuz?"
Söylediğinin ardından ayağa kalkdığında durdum. Gidiyor muyuz derken?
"Senin araban falan yokmu?"
Omuz silkdi "babalık seninle gelmem konusunda uyardı"
Babalık mı?
Sakin kalmaya çalışarak odadan çıkıp uzun kolidorda yürümeye başladım. Peşimden geldiğini bildiğim için elimden geldiği kadar hızlı ilerliyordum.
Telefonuma gelen arama ile adımlarımı durdurup çantayı eşeledim ve telefonu aldım.
"Efendim hayatım"
Jongin ile kısa bir konuşma gerçekleştirdikden sonra telefonu çantaya geri bıraktım.
"Senin sevgilin mi var?"
Kulağımın dibinde duyduğum ses ile irkilerek kenara çekildim.
Tek kaşını havaya kaldırıp ellerini cebine yerleştirdi."Bundan sana ne?"
"Kim o piç benim kardeşime yılışıyor"
Neydi bu şimdi? Daha dün tanıdığı kişiyi kıskanıyor muydu?
"Birincisi ben senden büyüğüm ikincisi hayatıma karışabileceğini kim söyledi?"
Tek elini cebinden çıkarıp kolunu omzuma geçirdi ve yürümeye başladı.
"kardeş olduğumuza göre seni kıskanabilirim ne zaman tanıdığımın ne önemi var?"
Gözlerimi devirip kolundan kurtuldum ve arabanın kilidini açıp sürücü koltuğuna geçtim.
İkimizde arabaya bindiğimizde eşyalarımı arkaya bırakıp arabayı çalıştırdım.
"Hala cevap alamadım sevgilinin kim olduğunu söylemeyecek misin?"
Bakışlarımı kısaca ona çevirib tekrar yola döndüm
"Babam seni hayatıma bana bela ol diye mi soktu?"
"Benden olsa olsa tatlı bela olur malum bu devirde hem yakışıklı olup hemde tatlı olan birilerini bulmak oldukça zor.
🍂
Esas hikayeye geçmeden önce bu tarz bir kaç bölüm daha gelecek sonra bul bul ekşın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Step Brother / 𝐽𝐽𝐾-𝐾𝐽𝑁
Randomkim Jennie hiç beklemediği bir anda karşılaştığı üvey kardeşi ile alt üst olmuştu 'Karşımdaki kırmızı ışık beni işaret etdiğinde gözlerimi kapatdım, gelen silah sesinin ardından belimde hissetdiğim kollar gözlerimi açmama neden olmuşdur. Jungkook z...