2.3

47 6 3
                                    

Kollarımdan tutan adamlar beni sürüklemeye başladığında zorlukla yürümeye çalışdım.

Çıplak ayaklarım o kadar çok acıyordu ki direnemiyordum bile benim için uzun olan ama aslında çok kısa süren bir yürümenin ardından büyük bir villanın içine girmişdik.

Adamlardan biri kolumu bırakıp diğerine başı ile bir şeyler işaret etmiş ve gitmişdi, yanımda kalan adam benimle birlikde yürüyüp cam kapıyı açdı.

Birlikde dışarı çıktığımızda büyük havuzun yanına gelmişdik, arkama geçip bağlı ellerime göz atdıkdan sonra yüzüme baktı.

"Burda hiç bir şey yapmadan dur yoksa sende kardeşin de ölürsünüz"

Adamın söylediği ile gözlerim kocaman olurken tam konuşacağım sırada elindeki bant ile ağzımı kapatmışdı.

Jungkook buraya mı geliyordu? Hemde beni kurtarmak için, belli ki tuzakdı ama onun bunu umursayacağını hiç düşünmüyordum.

"Burda sabit bir şekilde dur adım atdığın an deniz kızı olursun" eli ile suyu işaret etdiğinde korkak bir şekilde başımı salladım.

Adam hızlı adımlarla ilerlemeye başladığında sadece arkasından izlemişdim.

🍂

Önümüzdeki büyük villaya bakıp arabanın kapısını açdım, bu sırada Yoongi hyung kolumu tutmuşdu. "Diğerlerini beklemeliyiz Jungkook, o adamın Jennie'yi bize bu kadar kolay vereceğini mi sanıyorsun"

Kolumu sert bir şekilde kendime çekdim "umurumda değil, onu kurtaracağım, gerekirse ben ölürüm"

Arabadan indiğimde offlayarak peşimden inmişdi. "Dikkatli ol kaç kişi olduklarını bilmiyoruz, sen arkadan git bende önden"

Başımı onaylar şekilde sallayıp belimdeki silahı çıkardım. duvara yaslandım ve yürümeye başladım, Şu an tek derdim kardeşimi kurtarmakdı. Yaralanmak ölmek hiç biri umurumda değildi.

Evin arka kısmına geldiğimde açık olan kapı kaşlarımın çatılmasına neden olmuşdu.

Belli ki bizi içeri çekmek istiyordu, madem öyle ona istediğini verecekdim. Az öncekinin aksine yavaş adımlar atarak ilerledim ve bahçe kapısından içeri girdim.

Etraf boş görünüyordu, hiç kimsenin olmaması tuhafdı, büyük ihtimal içerideydi her kes.

Etrafı kolaçan ederek evin yine açık olan arka kapısına yöneldim, hiç uğraşmadan girmek içeride kesinlikle beni bir şeyin beklediğinin habercisiydi.

Karanlık odalarda yürüdüğüm sırada bahçe kapısından biraz uzakda, havuzun yanında duran bedeni gördüğümde adımlarım durmuşdu.

O da bana bakıyordu ama hareket etmiyordu. Bakışları yan tarafa kaydığında kaşlarım çatılmışdı. Orda biri mi vardı?

Elindeki silahı daha sert kavrayıp yavaş adımlar atarak dışarı çıkdım, o sırada kafama dayanan silah ile gözlerimi kapatmışdım.

Lanet olsun bunun olacağını biliyordum!

"Ellerini havaya kaldır ve silahı yere bırak!" adamın sesi kulaklarıma dolduğunda gözlerimi açıp karşımdaki kardeşime baktım.

Bitkin görünüyordu. Benim yüzümden! Hiç ortaya çıkmasaydım bunlar olmayacakdı!

"Sana silahı bırak dedim lanet herif!" derin bir nefes alıp başımı salladım ve silahı yere atıp ellerimi kaldırdım.

Bir kaç yan adım atıp önüme geçtiğinde ayağı ile silahımı kenara itmişdi. Ani bir hamle yaparak silahı tutan elini yakalayıp bileğini bükmüş ve silahın düşmesini sağlamışdım.

Ardından cebimde sakladığım, küçük bıçağı alıp boğazına sapladım. Nefes nefese kalmış bir şekilde adamı yere düşürdüm.

Nerdeyse tahtalı köyü böylayacaktım.

Adamın üstünden geçip hızlıca Jennie'nin önüne geçtiğim sırada sırtımda hissetdiğim keskin acı yüzümü buruşturmama sebep olmuşdu.

Belkide fazla erken konuşmuşdum?

Step Brother / 𝐽𝐽𝐾-𝐾𝐽𝑁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin