Söylediğim ile eli durmuş ama yüzüme bakmamışdı. Kötü bir şey mi söylemişdim acaba Diye düşünürken bakışları beni bulmuşdu, "sabah bunları hatırladığında yüzüme bakamayacaksın"Tekrar elime döndüğünde başımı kanepeye yaslayıp yüzünü izlemeye başladım, uzamış siyah saçları gözlerinin üstüne dökülüyordu, kaşları hafif çatılmışdı.
Offlayarak doğruldum "ben çok sıkıldım hadi çabuk bitir" elimi kendime doğru çektiğimde kaşlarını çatmışdı. "Sadece uslu bir kız olsan olmaz mı?"
Baygın bakışlarımı yüzünde gezdirip arkama yaslandım ve ayaklarımı kucağına koydum "ben uyuyorum" ayaklarımı itip ayağa kalkmış ve yan tarafıma gelmişdi "sabit durda eline bakayım"
"Hayır!" elimi kendime doğru çekip sakladım ve doğuldum "istemiyorum" bileğimi tutup kendine doğru çektiğinde ona doğru kaymışdım "bırakda şu eline bakayım artık"
Muzip bir şekilde gülümseyip arkama yaslandım ve ona doğru döndüm "beni öpersen izin veririm" alayla gülüp başını salladı "eline bakmama izin verirsen neden olmasın" başımı hevesle sallayıp elimi ona doğru uzatdığımda, başını iki yana salladı.
E sehpanın üzerine oturup elimi kucağına koydu ve adını bilemdiğim bir şey ile kanı temizlemeye başladı. Bu açıdan oldukca yakışıklı görünüyordu.
Ben gülümseyerek onu izlerken o ciddi bir şekilde elim ile ilgileniyordu, "işte bitdi" dediğinde gülümseyerek doğurlup kanepeden kalkmış ama başımın dönmesi ile geri oturmuşdum.
"Şimdi öpüşecekmiyiz?" sesli bir şekilde gülerek elindeki eldivenleri çıkarıp masaya bıraktı ve ayağa kalkdı "evet ama önce odamıza Gidelim değil mi? Ulu orta yerde ayıp olur"
Başımı sallayıp kollarımı ona uzatdım "beni taşır mısın?" bir kaç saniye yüzümü inceleyip ardından başını sallamış ve kollarını belime sarmışdı üstüne tırmanıp bacaklarımı beline sardım ve başımı boynuna gömdüm.
Kokusunu içime çekip boynundaki kollarımı sıktığımda boğazını temizlemişdi, "Yoongi" mırıltı şeklinde konuştuğumda 'hmm' gibi bir ses çıkarmışdı "benden hoşlanıyormusun?" uykulu bir şekilde sorduğum soruya gülmüşdü "hoşlanmak ne kelime senin için ölüyorum"
Dudağım yukarı kıvrılırken burnumu boynuna sürtdüm "bende seni seviyorum" söylediğim ile adımları dururken kollarımı gevşetip yüzüne baktım.
Neden bu kadar şaşkın bakıyordu ki? Oysa kötü bir şey söylemediğime emindim, "ne oldu?" dediğimde başını iki yana sallayıp hafif bir tebessüm ederek tekrar yürümeye başlamış ve odanın kapısını açıp benimle birlikte içeri girmişdi.
Sırtım soğuk yatak ile buluştuğunda kollarımı boynundan çektim, Yorganı üstüme örtdüğünde elini tutdum "gitme, yanımda kal" sıkıntılı bir nefes verip onaylamış ve yatağın boş tarafına uzanmışdı.
Ona doğru kayıp yüzüne baktım "artık öpüşebilir miyiz?" gözlerini kapatıp iç çekti ve bana doğru döndü "şu an öpüşemeyiz bebeğim ama yarın sabah hala istiyor olursan bu isteğini geri çevirmeyeceğime söz veriyorum"
Burnumu iki parmağı arasına alıp sıktığında eline vurdum "beni kandırdın" dedim hayal kırıklığıyla, yüzüme doğru eğilip burnumdan öpdü "sabah güneş doğar doğmaz seni öpeceğime söz veriyorum ama şimdi uyuyalım ha?"
Başımı sallayıp kollarımı beline sardım ve göğsüne yaslandım, saçlarım arasından bir kaç kere öpüp çenesini alnıma yaslamışdı. "Sabah kesinlikle pişman olacaksın"
🍂
Yüzüme vuran güneş ışıkları uyanmam için üstün bir çaba sarf ederken daha fazla dayanamayarak gözlerimi aralamışdım.
Ağrıyan başım yüzümü buruşturmama neden olurken hafifce doğrulmuşdum, bakışlarım bandajlı elimi bulduğunda kaşlarım çatılmışdı, elime ne olmuşdu? Yada başım niye bu kadar ağrıyordu?
En son Jisoo ile içtiğimizi hatırlıyordum sonrası yoktu, büyük ihtimal içkiyi biraz fazla kaçırmışdım. kendimi rezil etmediğimi umarak yatakdan kalkıp banyoya doğru ilerledim.
Elimi ıslatmamak için büyük bir çaba sarf ederek kısa bir duş alıp bornozumu üstüme geçirdim.
Odaya geçip üstüme şirket için uygun bir kıyafet seçip saçlarımı taradım, başım hala çok ağrıyordu, kim bilir ne kadar içmişdim, neyseki Jisoo yanımdaydı o beni idare etmişdir nede olsa.
Üstüme son bir bakış atıp ardından odadan çıkmış ve alt kata inmişdim, salona kısa bir bakış atıp mutfağa yöneldim.
Mutfağa girdiğimde gördüğüm bana arkası dönük beden ile kapıya yaslanıp kollarımı bir birine bağladım. Elindeki salatalığı ağzına atarak bana doğru döndüğünde göz göze gelmişdik "manzaran güzel sanırım" alayla konuşmasına karşı kapıdan ayrılıp yanına doğru ilerledim.
"Aynen"
Masadaki sürahiden bardağa su doldurup içdiğim sırada yanıma gelip önüme geçmişdi, şu an tam olarak beni öptüğü yerde duruyorduk.
Bir adım atıp bana yaklaştığında sanki gidebilirmişim gibi arkaya doğru bir adım atmışdım, sırtım tezgaha değdiğinde yutkunmuşdum. "Ne yapıyorsun?"
Ellerini tezgaha yaslayıp omuz silkdi "akşam verdiğim sözümü tutuyorum"
Jennie böyle görünüyor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Step Brother / 𝐽𝐽𝐾-𝐾𝐽𝑁
Randomkim Jennie hiç beklemediği bir anda karşılaştığı üvey kardeşi ile alt üst olmuştu 'Karşımdaki kırmızı ışık beni işaret etdiğinde gözlerimi kapatdım, gelen silah sesinin ardından belimde hissetdiğim kollar gözlerimi açmama neden olmuşdur. Jungkook z...