Kemerimi çözüp kapıyı açtım ve arabadan indim, eve doğru ilerlerken ara sıra arkama kaçamak bakışlar atıyordum.Evin kapısını açıp içeri girdim ve salona doğru ilerledim, akşama daha vardı biraz oturup sonra yemek yapabilirdim. Kanepeye oturup telefonumu çıkardım ve Jisoo unnie'ye mesaj atdım.
Gün boyunca hiç konuşmamışdık gurubada girmemişdi, bir sorum mu vardı acaba?
Nasıl olduğu ile ilgili bir kaç mesaj yazıp ardından bakışlarımı salonun kapısında beni izleyen bedene çevirdim.
"Manzaran güzel mi?" alayla konuşmama karşı gülmüş ve içeri girip yanıma oturmuşdu. "Akşam ne yiyeceğiz?" arkasına yaslanıp gözlerini kapatdığında omuz silkdim "ordan bakınca hizmetçiye mi benziyorum?"
Gözlerini kısık bir şekilde açıp bana döndü "her şeyi yanlış anlamak zorunda mısın?" başımı rahat bir şekilde aşağı yukarı salladığımda gözlerini devirmişdi.
"Siz İki kardeş çok tuhafsınız" bakışlarımı ona doğru çevirip yüzüne baktım "tuhaf olan biz değil sensin" tam ağzını açacağı sırada kapının çalması ile durmuşdu. Ayağa kalkıp kapıya doğru yöneldiğimde o da peşimden geliyordu.
Kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm Jinyoung şaşırmama neden olmuşdu "oppa? Burda ne işin var?" sıkkın bir şekilde Saçlarını karıştırdı "Jisoo ile konuştun mu? Arıyorum açmıyor"
Başımı iki yana salladım "hayır bu gün konuşmadım, bir sorun mu var?" başını İki yana salladı "hayır, boş ver ama konuşursan haber ver olur mu?"
"Tamam" dediğimde yürümeye başlamışdı bir sorun mu vardı acaba? İkisi oldukça iyi bir çifti oysaki, kavga etdiklerini hiç görmemişdim. Kapıyı kapatıp arkamı döndüğümde dibimde duran Yoongi irkilmeme neden olmuşdu. "Ne yapıyorsun?"
"Oppa ha? Neden bana da oppa demiyorsun?" yüzümü buruşturup yanından geçip mutfağa doğru ilerledim "rüyanda görürsün Min Yoongi"
Arkamdan kahkahasını duyduğumda gözlerimi devirdim, gülecek bir şey mi vardı? Ona asla öyle seslenmeyecekdim. Mutfağa geçip dolapdan et çıkardım, son zamanlarda hiç et yememişdim.
"Ne pişiriyorsun?" kapıya yaslanmış bana bakan adama kısa bir bakış atıp sessiz kaldım. Onunla konuşup nefesimi tüketmeme gerek yoktu.
Dolapdan bir kaç baharat çıkardım ardından et için sos yapmaya başladım. Kapıdan ayrılıp arkama geçmiş ve omzumun üstünden yaptığıma bakmışdı. "Yemek konusunda bu kadar başarılı olduğunu bilmiyordum Jennie Kim"
"Bende senin bu kadar ukala olduğunu bilmiyordum Min Yoongi" dudağını büzüp yan tarafımdaki tezgaha yaslandı. "Kardeşini mutlu etdim, en azından doğru dürüst bir teşekkür etseydiniz"
Elim ile yaptığım yemeği işaret etdim "sana teşekkür için Yemek yapıyorum ya daha ne istiyorsun?" dudağı hafif yukarı kıvırlırken başını sallamış ve yanımdan geçip dolapdan tabak çıkarmışdı. "Bende sofrayı kurayım bari"
Aradan geçen zaman içinde yemeği hazırlamış ve salata yapmışdım, elimdeki tavadaki etleri tabaklara koyup gülümsedim, kesinlikle harika olmuşdu.
Tabakları elime alıp salona doğru ilerledim, kapıdan içeri girdiğimde onunda içki koyduğunu görmüşdüm "ben içmiyorum" dedim tabakları masaya koyarken "niye? İçince kendine hakim olamıyormusun?" ima dolu cümlesine göz devirip sandalyeye oturdum.
"Öyle bir şey yok, sadece sevmiyorum" elindeki bardağı tabağımın yanına koyup karşıma oturdu, ona gıcık olmasam şu an çok romantik bir ortamda olduğumuzu düşünebilirdim.
"Bu günden sonra hak etdik bence" içki içmeyi sevmiyordum, bunun her hangi bir sebebi yoktu, yada vardı neyse işte.
Bıçağım ile etimden bir parça kesip ağzıma atdım, oldukça iyi pişirmişdim, bir kaç parça yemek yedikden sonra elimi bardağa götürüp, bir kadeh ile sarhoş olmayacağıma kendimi inandırmaya çalıştım.
Tamam içmek zorunlu değildi ama karşıma koymuşdu bu resmen bir meydan okumaydı ve ben asla kaçmazdım, gözlerinin içine bakarak bardağı dudağıma değdirip bir kaç yudumda bitirdim.
Bir kadeh ile sarhoş olacak değildim ya!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Step Brother / 𝐽𝐽𝐾-𝐾𝐽𝑁
Randomkim Jennie hiç beklemediği bir anda karşılaştığı üvey kardeşi ile alt üst olmuştu 'Karşımdaki kırmızı ışık beni işaret etdiğinde gözlerimi kapatdım, gelen silah sesinin ardından belimde hissetdiğim kollar gözlerimi açmama neden olmuşdur. Jungkook z...