"İkinizin arasında ne geçti?" tek kaşımı havaya kaldırırken sorduğum soruya karşı Jungkook saçlarını karıştırmışdı."Geçmişte kalmış bir mevzu konuşmak istemiyorum" gözlerimi devirip arkama yaslandım "nasıl geçmişte kaldı? Kız seni gördüğü an ağlamaya başladı" omuz silkip aynı benim gibi arkasına yaslandı "ilişki yaşadık sonra ben koreye gelince ayrılmak zorunda kaldık"
Kaşlarım alayla kalkarken başımı iki yana salladım, ikisinden biri olayı eksik anlatıyordu ama hangisi?
Yizhuo araları iyiyken Jungkook'un sadece bir 'ayrılalım' mesajı atdığını ve bir daha teıefonunu açmadığını söylemişdi, Jungkook ise normal bir şekilde ayrıldıklarını söylüyordu.
Yizhuo yaklaşık bir saat burda kaldıkdan sonra otelde kalacağını söylemiş ve gitmişdi, yanında gitmek istesemde beni reddetmişdi.
Bende Jungkook'u arayıp eve gelmesini söylemişdim, bu konuyu çözmem gerekiyordu en iyi arkadaşımın üzülmesini istemiyordum.
"Bana artık ne olduğunu açıklayacak mısın?" bıkkınlıkla konuştuğumda offlamışdı. "Neyi öğrenmek istiyorsun? Evet onu terk etdim, çünkü işlerim yüzünden ona bir zarar gelmesini istemedim, senin başına gelenlerin aynısını o da yaşayabilirdi"
Söylediklerinin ardından ayağa kalkıp üst katta yönelmişdi, bir süre arkasından bakıp iç çektim, belkide haklıydı bu kadar şey yaşadıkdan sonra ilişki yaşamak istememesi normaldi.
Saat akşamı bulduğunda Yizhuo ile konuşmuşdum, bana bir kaç işi olduğunu sonrasında ise Çine döneceğini söylemişdi.
Jungkook'un ne hissetdiğini bilmiyordum ama Yizhuo'nun hala ona aşık olduğu çok net bir şekilde anlaşılıyordu, terk edilmeyi atlatamamışdı belli ki.
Dış kapının sesi duyulduğunda oturduğum koltukdan kalkdım, kızlar kendi evlerine dönmüşdü ama yine de tedbir için kapılarında koruma vardı biz ise hala Yoongi'nin evindeydik.
Yoongi üstündeki ceketi çıkarıp bana doğru gelmişdi "Jungkook nerde?" bakışlarım ile üst katı işaret etdim "ergen triplerine girmekle meşkul" anlamamış bir şekilde yüzüme baktığında başımı iki yana salladım.
"En yakın arkadaşım eski sevgilisi çıktı" salona geçip kanepeye otururken konuştuğumda peşimden gelmişdi "Yizhuo mu?" söylediği şey ile kaşlarım çatılırken o rahat bir şekilde yanıma oturmuşdu.
"Onu tanıyormusun?" başını onaylar şekilde sallayıp gözlerimizi buluşturdu "çinde operasyonumuz vardı o zaman bir bara gitmişdik orda tanışmışlardı, sonra bir müddet sevgili oldular ama niye ayrıldılar bilmiyorum, her halde Jungkook'da anladı sevgi işlerinin gereksiz olduğunu.
Söylediklerinin ardından gözlerini kapatıp arkaya yaslanmış ve ayaklarını sehpanın üzerine koymuşdu. "sevgi işleri gereksiz değil, sadece siz erkekler iki işi aynı anda yapmayı bilmiyorsunuz"
Dedim bilmiş bir tavırla alayla gülmüşdü "bunu pis işler çeviren bir çete üyesi ile sevgili olan sen mi söylüyorsun" başını yana yatırıp gözlerini açmış ve işaret parmağını bana doğrultmuşdu.
"Aynı şey değil" dedim kendimi savunarak, evet Jongin'in pis işleri vardı ama yine de aynı şey değildi. "En azından benim sevgilim vardı, sizin o bile yok"
Aynı onun gibi kanepenin sırt kısmına yaslanara konuştuğumda gülmüşdü. "Eğer isteseydim bir sevgilim olurdu zaten, sadece ayağıma dolanan küçük kızlardan hoşlanmıyorum"
"Küçük kızlarda sana bayılıyor zaten" alayla konuşup ona doğru döndüğümde onunda bana baktığını görmüşdüm. "Öyle olmasaydı benimle her yakınlaştığında heyecanlanıp gözlerini kaçırmazdın"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Step Brother / 𝐽𝐽𝐾-𝐾𝐽𝑁
Randomkim Jennie hiç beklemediği bir anda karşılaştığı üvey kardeşi ile alt üst olmuştu 'Karşımdaki kırmızı ışık beni işaret etdiğinde gözlerimi kapatdım, gelen silah sesinin ardından belimde hissetdiğim kollar gözlerimi açmama neden olmuşdur. Jungkook z...