5.0 [Final]

49 1 0
                                    


Aniden gelen silah sesi ile bir adım gerilemişdim "Jennie!" derin nefesler alırken arkamda duyduğum Yoongi'nin sesi ile gözlerimi kapatdım.

Jongin'in elindeki silah düşmüş ardından dizleri üzerine çökmüşdü arkasındaki karanlık alanda gördüğüm Jisoo ile kaşlarım çatılırken Yoongi yanıma gelip yanaklarımı avuçlamışdı.

"İyi misin? Sana bir şey yaptı mı?" yutkunarak başımı sallayıp Jisoo'ya döndüm, Seokjin yanına gidip elindeki silahı almışdı, ellerini omuzlarına koyup kendine doğru çevirmişdi "Jisoo iyi misin?"

Jisoo cevap vermeyip Seokjin'den ayrıldı ve yürümeye başaldı, "onunla ben ilgilenirim" Seokjin Jisoo'nun peşinden yürümeye başaldığında bakışlarımı onlardan çekip yanımdaki adama döndüm. "Güzelim korkutma beni, iyi misin? Cevap ver lütfen"

Cevap vermeyip kollarımı beline sardım ve başımı göğsüne yasladım, kolları anında bana sarılırken göz yaşlarım sonunda serbest kalmışdı. Bir an gerçekden her şeyin bitdiğini düşünmüşdüm.

"Hadi evimize gidelim" benden biraz uzaklaşıp kolumu tutdu ve yürümeye başaldı, bakışlarım hâlâ yerdeki Jongin'e kayıyordu "o ne olacak?" dedim zorlukla "çocuklar geliyor, ilgilenecekler"

Sessiz geçen kısa bir araba yolculuğunun ardından eve varmışdık. Yoongi elindeki bardağı bana uzatdığında başımı salladım "istemiyorum" bardağı sehpaya bırakıp yanıma oturmuş ve titreyen ellerimi tutmuşdu.

"Korkma artık ben yanındayım" yanımdaymış! Nerdeydin bu saate kadar o zaman? Çocuğu olacağını söylediğim an kaçıp giden o değildi sanki! Düşünceler beynimi istila ederken ellerimi çekip ayağa kalkdım, ona kırgındım ve tabi ki bunu belli edecekdim.

Yavaş adımlarla üst katta çıkarken peşimden geldiğini biliyordum ama bu umurumda değildi, çocuğunu istemiyorsa benide istemesin.

Odama geçip kapıyı kapatdım ve yatağa uzandım, yorulmuşdum Jongin ve çetesinden, sürekli tehlikede olmakdan, rahat bir nefes alamamakdan yorulmuşdum.

Arkamdan kollarını belime sardığında irkilmişdim, "şşt geçti, ben yanındayım" dudağını boynuma bastırıp bir süre bekledi "hepsi bitti artık" gözlerimi kapatıp bir süre bekledim, bitdi mi gerçekden?

Kolları arasında dönüp başımı göğsüne yasladım, "özür dilerim" anlamaz bir şekilde yüzüne döndüğümde tekrar konuşdu "sabah için...." bir süre duraksadı, büyük ihtimal doğru kelimeleri seçmeye çalışıyordu "sadece beklemediğim bir haberdi"

Gözlerimi devirdim, sanki benim beklediğim bir şeydi de! Yine de sessiz kaldım, ona ihtiyacım vardı. "Bir daha sizi bırakmayacağım söz veriyorum" bu sefer alnımdan öpmüş ve geri çekilip yüzüme bakmışdı "beni affedebilecek misin?"

Affetmek mi? Ona kızgın değildim ki sadece biraz kırılmışdım o da o kadar önemli bir şey değildi zaten "kızgın değilim" ellerini yanaklarıma koyup daha kurumayan göz yaşlarımı sildi.

"Bundan sonra her şey farklı olacak hep birlikte olacağız, sen ben ve bebeğimiz, sonsuzadek mutlu olacağız" söylediğine karşı hafif tebessüm etdim. Eğilip yanaklarımdan öpmüş ve alınlarımızı birleştirmişdi.

"Sarhoş olduğun gün sana cevap vermemişdim" neye cevap vermemişdi? "Bende seni seviyorum" eğilip dudaklarımızı birleştirdiğinde kollarımı boynuna sarıp karşılık verdim.

Bizim hikayemiz ne olursa-olsun mutlu bitecekdi, bundan emindim.

🍂

Bakışlarımı hastane kolidorunda gezdirip Yizhuo'nun babasının burda olmadığından Emin oldukdan sonra kapıyı açıp içeri girdim.

Burda olmam doğru değildi ama kendime engel olamamışdım, ondan nasıl ayrı kalabilirdim ki?

Yatakda gözleri kapalı bir şekilde uzanıyordu, büyük ihtimal uyuyordu, çok fazla vaktim yoktu ama uyandırmakda istemiyordum.

Yatağın yanına ilerleyip eğilerek alnından öpdüğümde gözleri hemen açılmışdı "Jungkook?" şaşkın bir şekilde ismimi söylediğinde yan tarafdaki sandalyeyi çekip oturdum ve elini tutdum "iyi misin?"

"Neden daha önce gelmedin?"

Hayal kırıklığı ile konuşduğunda elini sıktım "baban" dedim, açıkcası devamını nasıl getireceğimi bilmiyordum, ona babasının beni burdan kovduğunu söylemeli miydim?

"Seni kovdu mu?" şaşırmış bir şekilde konuşduğunda başımı salladım "önemli değil şu an burda yanındayım" dedim gülümseyerek.

Yatakda kenara kaydığında kaşlarım çatılmışdı "hadi yanıma gel" dedi boş kısmı eli ile gösterirken, bakışlarım kapıyı bulduğunda elimi sıkmışdı "hadi"

Sanırım bu riski almaya değerdi. Başımı sallayıp ayağa kalkdım ve ayakkabılarımı çıkarıp yanına uzandım, başını göğsüme yasladığında ellerimi yumuşak saçlarına daldırıp okşadım.

Saçlarını bile özlemişdim, eğilip saçları arasına bir kaç öpücük bırakıp ardından yanaklarını avuçlarım arasına aldım.

"Seni koruyamadığım için üzgünüm" başını iki yana salladı "olanlar senin suçun değildi önüne geçen bendim" sessiz kalıp alınlarımızı birleştirdim.

"Seni seviyorum ve daima seveceğim"

"Son nefesime kadar sadece senin olacağım"

🍂

Duygulanmak....

Nabersiniz??

Açıkcası kitabın sonunda Yizhuo ölecekdi ama babam hikayeyi böyle bitirmemi istemedi bu yüzden sadece Jinyoung'ı öldürüdüm pişman değilim hehehe

Bu arada son olarak bu kitabın ikincisini yayınlayacağım kitap Jinsoo kitabı olacak okumak isteyenleri bekliyorum..

Kitabı okuyan her kese sonsuz teşekkür ederim 🥺♥

Step Brother / 𝐽𝐽𝐾-𝐾𝐽𝑁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin