3.6

34 2 1
                                    


Burnumu gıdıklayan şey sinirimi bozarken kaşlarımı çatdım, biri burnuma tüy falan mı değdiriyordu acaba? Bu oldukça sinir bozucuydu.

Tüyler gitdikce burnumu daha da rahatsız ederken kucağımdaki yastığa daha çok sarıldım.

Bir dakika! Yastık ne zamandan beri bu kadar sert olmuşdu? Yada yastığın bacağının benim üstümde ne işi vardı? Yada neden yastığın nefesi boynuma vuruyordu?

Korkak bir şekilde gözlerimi açtığımda görüş açıma giren siyah saçlar ile çığlık atmamak için zor durmuşdum, adamın başı göğsümdeydi bu yüzden yüzünü göremiyordum. Ne olmuşdu en son? Bir kaç kadeh içki içmişdik ve sonra.

Aklıma gelen anılar ile yüzüm yanmaya başlarken gözlerimi kapatdım, kesinlikle rezil olmuşdum, bir daha yüzüne nasıl bakacakdım cidden? Belkide hiç bir şey hatırlamıyormuş gibi yapmalıydım, evet evet kesinlikle öyle yapmalıyım.

Bana sarılı olan beden hafif hareket etdiğinde dudağı boynuma sürtünmüşdü, vücudumu anında hafif bir titreme alırken gözlerimi sıkıca kapatdım.

Bir kaç saniye kıpırdanmış ama uyanmamışdı, gözlerimi ağır bir şekilde açıp siyah saçları ile bir müddet bakıştım. Şu an kalkmaya çalışsam kesinlikle uyanırdı ve ben bu rezilliğe henüz hazır değildim.

Telefon zil sesi odada yankılandığında gözlerimi tekrar kapatmışdım, kesinlikle şimdi uyanacak ve gidecekdi bende rezil olmayacakdım.

Bir kaç saniyenin ardından aynı tahmin etdiğim gibi homurdanarak kollarını benden çekmiş ve doğrulup yatakdan kalkmışdı. "Alo?.... Tamam" ayak sesleri duyulmuş ve ardından kapı açılıp kapanmışdı.

Ne zamandır tutduğumu bilmediğim nefesimi bırakıp gözlerimi açtım ve doğruldum. Ellerimi yanaklarıma bastırıp sıcaklığım geçmesini bekledikden, sonra ayağa kalkıp dün yere döktüğüm kıyafetlerden aldım ve banyoya doğru ilerledim.

Soğuk bir duş iyi gelecekdi, güzelce yıkanıp üstümü giyindim ve banyodan çıkıp saçlarımı havlu ile hafif nemli kalana kadar kuruladım.

Yüzüme bir kaç bakım ürünü sürdükden sonra odadan çıkıp alt kata inmişdim, Yoongi'nin gitdiğini umarak salona girdiğimde hazır olan sofrayı görmem ile yutlunmuşdum "uyandın mı?" arkamdan duyduğum ses gözlerimi kapatmama neden olurken boğazımı temizleyip ona doğru döndüm.

"Günaydın" gülümsemeye çalışarak konuştuğumda yanıma gelmiş ve elindekileri masaya bırakmışdı, "Jungkook ile konuştum, barışmışlar" dedi ellerini sandalyeye yaslayıp yüzüme bakarken.

Söylediği şey gülümsememe neden olurken masaya oturdum, o da karşıma oturmuşdu "iyi iş başardın" dediğimde saçlarını karıştırmışdı.

Sessiz geçen bir yemeğin ardından birlikte sofrayı toplamışdık, dün geceden hiç bahsetmemiş olması ne kadar tuhafıma gitse de işime geldiği için bende konuyu açmamışdım.

Hatırladığına eminim çünkü sarhoş değildi ben sarhoş olmama rağmen hatırlıyordum, belkide sadece beni utandırmak istemiyordu ha?

Son tabağıda makineye koyup tezgaha yaslanmış bir şekilde beni izleyen bedene döndüm. "Bu gün şirkete gitmem Gerekiyor bütün işlerimi boşladım" dediğimde başını sallamışdı. "Üstümü değiştireyim çıkarız" söylediği şey ile kaşlarım çatılmışdı, çıkarız derken?

"Senin gelmene gerek yok şöför ile gidebilirim" başını iki yana salladı "işim yok zaten, sen böyle mi gideceksin?" başımı salladım "Hayır değiştireceğim" onaylayan bir kaç şey söylediğinde birlikte üst kata doğru yönelmişdik.

Tuhaf bir şekilde sessizdi, dün sürekli benimle dalga geçen adam değilmiş gibiydi, bir şey mi olmuşdu acaba? İyide gece ile gündüz arasında ne yaşamışdı da bir anda değişmişdi?

Düşüncelerimi kenara itip odaya girdim ve kıyafetlerini alıp çıkmasını bekledim, şirkete gitmek sonradan aklıma geldiği için öylesine bir şeyler giyinmişdim, moda şirketinin Ceo'su olan biri için fazla sadeydi.

Kıyafetlerimi giyinip siyah topuklularımı ayağıma geçirdim ve dalgalanan saçlarımı tarayıp arkaya atdım yüzüme hafif bir makyaj yapıp ardından dolabın boy aynasında üstüme baktım, evet işte şimdi hazırdım.

Siyah kutu çantamı elime alıp telefonumu içine atdım ve kapıyı açtım. Yavaş adımlarla merdivenlerden inerken dış kapının önünde elindeki telefon ile ilgilenen Yoongi bakış açıma girmişdi.

Üstünü siyah bir takım giyinmişdi, siyah gömleğinin üç düğmesi açıktı, kıyafetleri ile uyumlu saçları hafif dalgalanmışdı. Basamakları bitirip yanına doğru ilerlediğimde sonunda kafasını kaldırıp bana bakmışdı.

Bir süre üstümü inceleyip boğazını temizlemişdu "gidelim mi?" başımı onaylar şekilde salladığımda kapıyı açıp geçmemi beklemişdi.

Yanından geçip bahçedeki arabaya doğru ilerledim ve kapıyı açıp oturdum. Yanımdaki yerini aldığında kemerimi taktım.

"Sadece şirkete mi gideceğiz?" bakışlarımı ona doğru çevirdim "evet neden sordun?" kemerini takıp bana doğru döndü "bizimkiler Yizhuo ve Jungkook için parti ayarlamış akşam oraya geçeriz, sende kızları çağırsana"

Başımı onaylar şekilde sallayıp küçüklere mesaj atmış ve Jisoo'yu aramışdım. Bir kaç kere çalmış ardından kapatmışdı. Çatık kaşlarım ile bir süre ekrana bakıp Yoongi'e döndüm "şirkete değil Jisoo'ya gidelim sanırım bir sorun var"

🍂

Bölüm uzunluğunu biraz artırdım

Bölüm uzunluğunu biraz artırdım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jen böyle görünüyor

Step Brother / 𝐽𝐽𝐾-𝐾𝐽𝑁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin