Herkese merhaba!
Metresin Kızı için biraz heyecanlıyım açıkçası.
Başlama tarihinizi buraya alabilirim>>>
Şimdilik ilk bölümü atıyorum ama devamı sınav haftamdan sonra gelecek.
Şu an yaptığım tamamen önden nabız ölçmek.
9.bölümü yarıladım. Normalde 10.bölümden sonra atmaya başlayacaktım ama dediğim gibi dayanamadım. Hem bence o zamana kadar yazarım 10.bölümü de.
Haftaya perşembe sınavlarım bitiyor. Cuma günü de Bir Hayli'nin 44.bölümüyle birlikte 2.bölümü de atarım.
Umarım seversiniz.
İyi okumalar...
*
"Geç!" dedi kolumdan tutup zorla babamın odasına sokarken.
"Bırak!" dedim hırsla ve kolumu elinden kurtardım ama çoktan babamın odasına girmiştik.
Babam ayakta beni bekliyordu ve oldukça sinirliydi.
"Otur!" dedi Ali ve sırtımdan itekleyerek koltuklara yürüttü.
"Bir daha bana dokunursan!" dedim ve hırsla ona dönerek işaret parmağımı da ona doğrulttum.
"Otur, Bala!" diyen babamın sert sesiyle Ali'deki bakışlarım onu buldu. İkisinden de nefret ediyordum.
Yine de elim kolum bağlı olduğu için masanın önündeki iki koltuktan sağdakine kısa eteğime dikkat ederek oturdum.
Ali de geçip karşıma otururken benim gözüm babamın masasındaki isimlikteydi.
Mustafa Ahber... Ankara Emniyet amiri...
"Bir de bana anlat!" dedi sertçe ve o da tam yanıma gelerek bana tepeden bakmaya başladı.
Ali'nin alenen gitmesini isteyerek ona gözlerimi dikip bakmaya başladım ama adeta salağa yatıyordu. Gitmek gibi bir niyeti yoktu.
"O gitsin!" dedim babama dönerek.
"Abin yabancı değil!" dediğinde en az babamın ki kadar sinirli gözlerim gözleriyle buluştu.
"O benim hiçbir şeyim değil!"
Yalnızca annemin katilinin oğluydu.
"Anlat!" dedi yalnızca, bu konuyu es geçmek için.
"Ne işi vardı o hapların sende Bala?"
Evet, arkadaşlarımla bir kafede otururken polis gelmişti ve arama yapmışlardı. Çantamda varlığını dahi unuttuğum uyuşturucuyu bulduklarında da beni tutuklamışlardı.
"İfademi verdim!" dedim tersçe. O da en az o kadın kadar annemin katiliydi.
Elini sertçe önümdeki sehpaya vurduğunda olduğum yerde sıçramıştım.
"Bana da vereceksin!"
"Serkan'dan aldım oldu mu?" dedim sinirle.
"Kullandın mı?" dedi Ali de kaşlarını çatarak.
"Sana ne?" dedim tersleyerek. Her şeye bir burnunu sokmasa olmaz mıydı?
"Bala!" dedi babam, bağırmamak için zor durduğunu anlayabiliyordum.
"Cevap ver! Kullandın mı?"
"Bir kere..." dedim, yenilgiyle omuzlarım düşerken. Bundan utanıyordum ama kullanmıştım. Annem öldükten sonra sadece bir kez kullanmıştım ve varlığını unutmuştum çantamda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metresin Kızı
Teen FictionKumral olan "Metresin kızı değil misin?" dediğinde donup kalmıştım. Küçük çocuklardan duymak başkaydı, aklı başında insanlardan duymak başkaydı. Arkamdan konuşmaları bir yere kadar tamamdı, korkak işiydi de yüzüme söyleyecek haddi, cesareti nereden...