14.Bölüm

19K 1.2K 169
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar...

<3

"Bir daha suçlu ol ya da olma, seni nezaretten çıkarmam Bala! Kalırsın orada bir hafta. Aklın başına gelir belki!"

Evet, dün gece uyuduğum için çekemediği azarı şimdi çekiyordu.

Ben ise duymazdan gelmeyi seçiyor ve suyumu yudumluyordum.

"Anladın mı?" dedi sertçe ardından da.

Su bardağını bir kenara bırakarak başımla onayladım ve ardından da sabahtan beri milim milim oyalana oyalana içtiğim suyumun kalanını tek dikişte bitirdim.

"Akşam evde Kardelen tekmiş, onunla kalacağım."

Kendisi evde tek kalmaktan korkuyordu. Hem de 1 hafta ve 1 gündür kendisini göremiyordum. Dün önceliklerim farklı olduğu için görüşememiştik.

"O burada kalsın..." dedi yalnızca ve ayaklandı.

"Yani 1 haftadır görüşmüyoruz, sabahlarız... Ses olur!" dedim. Hem boş ev varken neden burada takılacaktık ki?

"Annesi, babası nerede olacakmış?"

Tabii ki arayıp teyit edecekti.

"Küçük teyzesi doğum yapmış, onun yanına gideceklermiş. Hatta yola çıkmış olmaları gerekiyor. Zeliş biraz daha kalırmış da, Osman amca yarın sabaha doğru dönermiş geri."

"Civan?" dedi bunun üzerine babam.

"Civan abinin nöbeti varmış."

Başıyla onayladı.

"İyi kal." dedi bunun üzerine.

"Ama yarın en geç akşam sekizde evdesin."

Biz sekizde kafeyi kapatıp, temizliğiydi falan derken 9'da anca çıkmıştık dün. Yani teknik olarak bu mümkün değildi.

Temizliğe kalmadan çıksam bile sekizde evde olmam mümkün değildi.

Yine de babamı başımla onayladım.

"Olurum, görüşürüz..."

Hızla ayaklandım ve çıkışa doğru ilerledim. Çantamı aldım ve hızla ayakkabılarımı giyindim.

Babam "Bekle!" dese de para vereceğini bildiğim için beklemeden hızla çıktım evden.

Ne kadar geç öğrenirse o kadar kârdı.

*

Uzun derslerin ardından koştur koştur kafeye gelmiş ve biraz soluklanmama zaman bile kalmadan işe koyulmuştum.

Akşama kadar sürekli etrafta koşturmuştuk.

Çıkışta ise artık pestilimiz çıkmıştı.

Üçümüz de tren koltuklarına deyim yerindeyse yığıldık.

"Direkt eve gitseydiniz keşke..." dedim biraz soluklandıktan sonra.

"Her gün aynı konuşmayı yapmayacağız inşallah?" dedi Egemen başını yasladığı camdan kaldırarak.

"Zaten eve gitmiyorum ki. Arkadaşımda kalacağım bugün. Yoruldunuz da."

Suçluluk duyuyordum. Zaten bütün gün onlar da koşturuyordu, bir de beni bırakmak için yollarını uzatıyorlardı.

"Arkadaşına bırakırız o zaman." dedi Engin gözlerini açmadan.

Başını koltuğun sırt yerine yaslamış ve gözleri kapalı duruyordu.

Metresin KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin