Herkese tekrardan iyi bayramlar...
Umarım bayramınız güzel geçmiştir ve bugün de güzel geçer.
Ben bir tık bayramı hasta geçiriyorum ve evet bu havada hasta olmayı başardım.
Bu arada bölüm günümüzü pazar yapalım mı? Her pazar burada Metesin Kızı'yla buluşalım.
Umarım bölümü beğenirsiniz.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın
İyi okumalar...
"Yemek yiyelim!" dedim arka koltukta biraz öne çıkarken.
Hastaneye gidiyorduk.
"Hastaneden sonra yeriz babacım." dedi babam sert çıkışırsa inat edeceğimin farkındalığıyla.
Omuz silktiğimde canım acımış ve dudağımın kenarını ısırmıştım.
"Önce yemek yemek istiyorum!" dedim kısa süreliğine duran ağlamam yeniden başlarken.
Ali önden bıkkın bir nefes verirken yanımdaki Elif de öne atıldı.
"Ben de yemek yemek istiyorum. Açım ben!" dedi ve benden etkilenmiş olacak ki o da ağlamaya başladı.
Ali'yle babamın göz göze geldiğini gördüm.
"Tamam!" dedi babam pes ederek.
"Ne yemek istiyorsunuz? Hastaneye sipariş edelim."
Hâlâ hastaneden vazgeçmemişti anlaşılan. Buna da tamamdı.
"Lahmacun!" dedi Elif.
"Döner!" dedim burnumu çekerek.
Ali telefonunu çıkarıp sipariş verirken hastaneye de gelmiştik.
Ben oturduğum yerde babamın gelip beni kucağına almasını beklerken Elif inmişti bile.
Benim dizlerim acıyordu bir kere. Yürüyemezdim.
Babam neyse ki beni çok bekletmemiş ve kucağına almıştı.
Hastanede hiç beklemeden doğrudan bir doktorun odasına girmiştik.
Bir hemşire Elif'le konuşarak onu kontrol ederken doktor dizime, omzuma ve parmağıma bakmıştı.
"İzi kalır mı?" dedim doktar omzumu sararken.
"Muhtemelen kalır." dedi doktor sıradan bir şeyden bahsedermişçesine. Sinirlerimi bozmuştu.
"Tırnağım çıkar mı?" dedim omzumu bitirip dizime pansuman yapmaya başlayan doktora bakarak.
Parmağıma çoktan bakmıştı ve bembeyaz bandaj sinirlerimi bozuyordu.
"Çıkar ama lütfen tırnağınızla oynamayın. Yoksa yamuk çıkar."
İmkansızı istiyordu.
"Bitti mi?" dedim dizlerime de pansuman yaptıktan sonra.
Beni başıyla onayladı.
"Pansuman yapmayı ihmal etmeyin." dedi beni yeterince yetişkin bir insan olarak görmemiş olacak ki babama dönerek.
"Sağ olun doktor bey." dedi babam.
"Yürüyebilecek misin? Alayım mı seni kucağıma?"
"Al!" dedim başka bir şey demeden. Yürümek istemiyordum. Hem hâlâ dizlerim acıyordu benim. Miraç'ın peşinden yeterince koşmuştum da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metresin Kızı
Teen FictionKumral olan "Metresin kızı değil misin?" dediğinde donup kalmıştım. Küçük çocuklardan duymak başkaydı, aklı başında insanlardan duymak başkaydı. Arkamdan konuşmaları bir yere kadar tamamdı, korkak işiydi de yüzüme söyleyecek haddi, cesareti nereden...