17.bölüm

17.8K 1.4K 182
                                    


Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar...

*

"Merhaba!" dedim Ecrin'in önünde eğilerek.

Ecrin down sendromluydu ve bu söylemedikleri için hiç mi hiç beklediğim bir şey değildi. Ancak o kadar tatlı ve güzel bir kız çocuğuydu ki...

Ecrin utanarak yanağını omzuna yasladı ve arkasındaki abilerine bir bakış attı.

Abilerinden gereken onayı almış olacak ki bana dönüp gülümsedi ve "Merhaba!" dedi o da.

"Bala ben..." dedim tanışmak için de elimi uzatarak.

İsmini söylemediğinde ben devam ettim.

"Ecrin'sin sen de değil mi? Abilerin bahsetmişti senden bana."

Aynı şekilde omzundan geriye abilerine bakıp gülümsemiş ve ardından bana dönüp başıyla onaylamıştı.

Ben de ikizlere döndüm ve Ecrin'in neden burada olduğunu sorgularcasına baktım. Arkadaki soyunma odasındaydık.

"Hale ablamız biraz hasta da o iyileşene kadar Ecrin de bizimle birlikte çalışacak." dedi Engin gülümseyerek.

Ancak biz geç bir saatte çıkıyorduk. Benim bile eve gitmem 10'u buluyorsa beni bırakıp geçeceklerini düşünürsek en erken on buçukta evde olacaklardı.

"Saat çok geç olmayacak mı Ecrin için?" dedim şaşkınlıkla.

"Sadece birkaç gün..." dedi Egemen de zaruri bir gülümsemeyle.

Anneannem bakabilirdi aslında ama anneannemler evlerine çok uzak kalıyordu. Sıkıntı yaratırdı.

Hilal zaten kendisi çalışıyordu ve Selma'ya da rica edecek değildim.

Sanırım Ecrin için şu an elimden bir şey gelmezdi.

"Gençler hadi!" dedi bu sırada Ayşe abla içeri dalarak.

Bu hepimizin hızlıca önlüklerini giyip içeri geçmesine neden olmuştu.

Boşalan masalardaki boşları toplamaya giriştim hızlıca. Normal şartlarda bugün bulaşıklar bendeydi ancak Engin'in yerine geçenkinde ben geçtiğim için bugün Engin yıkıyordu.

Hem Ecrin'le daha rahat ilgilenebileceği için mutlu da olmuştu.

Bulaşıkları mutfağa bıraktıktan sonra yeni gelen müşterilerin siparişini almak üzere not defterini aldım.

"Karar verdiniz mi?" dedim tüm sevecenliğimle ve ancak başımı kaldırdığımda gördüğüm kahve gözler duraksamama neden oldu.

Bakışlarım yanındaki kadına kaydı. Çakma sarışın kızın burnu abartılı bir estetikle kaf dağındaydı.

Estetiğe karşı değildim, hatta bir ara ben de burnumu yaptırmak istemiş ama korkmuştum ancak bu kadar abartılı estetik hoş değildi.

"Babanın haberi var mı?" dedi Miraç beni baştan aşağı süzerek. Boğazımı hafifçe temizlerken tekrar bakışlarım Miraç'ı buldu.

"Sana ne?" dedim gülümsememi olağanca sabit tutarak. Babam öğrenmişti zaten.

Gözleri kısıldı.

"Müşterilere karşı böyleysen kovulman uzun sürmez zaten." dedi ardından da.

Şirince gülümsedim.

"Hiç bir müşterinin bana böyle bir soru sormadığına eminim."

Miraç bana tersçe baktı.

"Babanın haberi var mı çalıştığından?" dedi tekrar.

Metresin KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin