Mini mini bir not: Size mini mini bir soru bölümü altında bölüm düzeninin nasıl olması gerektiği hakkında 2 seçenek sunmuştum.
Gördüğünüz üzere 2.seçenek ağırlıkta. Görmeyenler ya da unutanlar için 1.seçenek kısa ama beş günde bir bölümdü.
2.seçenek ise uzun ama haftada bir bölümdü.
Siz ikincisini tercih ettiniz.
Yani haftada bir ama uzun bölüm gelecek. Bu da ilk uzun bölümümüz. Şu an için daha da uzun yazmam mümkün değil. Malum sınav senem...
Umarım sizi tatmin eder.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
İyi okumalar...
*
Sabah teyzemi yolcu ettikten sonra koştur koştur okula gelmiş ve şimdi de kızlarla dedikoduya daldığım için koştur koştur işe gidiyordum.Ama dedikodu efsaneydi ve Kardelen'e hemen anlatmalıydım.
Bir yandan yürümeye devam ederken telefonumu çıkartıp Kardelen'e "Sana efsane dedikodum var!" yazdım ve Kardelen'i sessize aldım.
İntikam soğuk yenen bir yemekti. Beni az uz süründürmemişti böyle.
Küçük bir çarpma tehlikesiyle karşılaştığımda telefonumu cebime atmış ve adımlarımı hızlandırmıştım.
Kafeye geldiğimde kasadaki Sanem'e gülümsemiş ve doğrudan arkaya geçmiştim.
Engin ve Egemen çoktan gelmişti. Hatta yine Ecrin'i de getirmişlerdi.
"Selam!" diye şakıdım. Bugün nedensizce iyi hissediyordum.
İkisi de aynı anda gülümsedi ve Egemen "Selam!" diyerek sözlü de karşılık verdi.
Ben tam önlüğe uzanmıştım ki Ayşe abla girdi içeri.
Yüzündeki mahçup ifadeden kovulduğumu anlamıştım.
"Bala'cım..." dedi nasıl söylemesi gerektiğini bilemeyerek. Oysaki en başından konuşmuştuk zaten.
Gülümsedim.
"Anladım, Ayşe abla. Babam ziyaret etmiş sanırım?" dedim sorgulayarak da. Beni başıyla onayladı ve elinde tuttuğunu fark etmediğim zarfı uzattı.
"Bu bugüne kadar çalıştığın günlerin parası."
Parayı aldım ve henüz çıkartamadığım çantama attım.
"Teşekkür ederim, umarım sizi zor durumda bırakmamışımdır."
Ayşe abla gülümseyerek başını iki yana salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metresin Kızı
Teen FictionKumral olan "Metresin kızı değil misin?" dediğinde donup kalmıştım. Küçük çocuklardan duymak başkaydı, aklı başında insanlardan duymak başkaydı. Arkamdan konuşmaları bir yere kadar tamamdı, korkak işiydi de yüzüme söyleyecek haddi, cesareti nereden...