Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın...
İyi okumalar...
"Şimdi pansumanını yapalım..." dedi babam dağlanmış omzuma doktorun verdiği kremi yedirirken.
"Sonra beraber ifade vermeye gitmeliyiz." derken bir an küçükken hastalandığımda neden doktora gitmemiz gerektiğini bana açıklarken ki halini anımsadım.
"Ama sonra şöyle baba kız güzelce gezeriz biraz, olur mu? Sen ne istersen yaparız."
"Gezmeyelim..." dedim ağladığım için akan burnumu çekerken.
"Pasta yapalım..!"
Babam "Hay, hay!" dercesine başını eğdi yavaşça.
"Olur yaparız, önce markete uğrar gerekli malzemeleri alırız. Sonra da beraber pastamızı yaparız."
"Balkona salıncak da alalım. Çiçekler ektim..." dedim ağlamaktan iç çekerken.
"Gördüm..." dedi babam avcumun içine dudaklarını bastırırken.
"Ellerine sağlık. Çok güzel olmuş balkon. Ben orası için bir oturma grubu ayarlattım. Gelip ölçü aldılar. Bir tane de salıncak alırız. Hatta kışın da kullanabilmen için cam taktırırız istersen."
Onu başımla onaylarken babam krem sürme işlemini tamamlamış, yeni temiz bir bandaj sarmıştı omzuma.
Ardında hazırlanmam için beni odada yalnız bırakmıştı.
Ali'ye inat bile şort giymek istememiş ve beli lastikli incecik, eşofman gibi olan kot pantolonumu giymiştim.
Bunun üzerine genelde askılı beyaz tişörtümü giysem de omzumdan dolayı dar, düz beyaz bir tişört tercih etmiştim.
Ayağıma da spor ayakkabılarımı geçirdim.
Zaten omzumdan dolayı yeterince çirkin hissediyordum, bir de kalın bacaklarımı ortaya çıkaramazdım hiç.
Saçlarımı ensemde ancak toplayabilirken kombinim çok sade geldiği için kolye ve yüzüklerimle tamamlamıştım.
Yazın bu sıcağında ağır bir makyaj yapmak istemeyerek aşırı hafif de bir makyaj yaptığımda hazırdım.
Aşağı indiğimde yalnızca babam ve Can vardı.
"Bir daha öğretmenin beni ararsa evin internetini kapattırırım. Hattını da kontörlüye çevirtirim."
Hafifçe boğazımı temizlediğimde babama bir şey demek üzere olan Can susmuştu.
"Hadi geç sen de." dedi babam hafifçe Can'ı ittirerek.
"Dershaneye bırakalım seni de."
"Ali yerine bir boy küçüğü mü var bu sefer de?" dedim hoşnutsuzlukla.
Babamla yalnız kalamayacak mıydım?
"Abin!" dedi babam vurgu üstüne vurgu yaparak.
"Çantamı alıp geliyorum..." dedi Can beş karış suratla.
Benim yanımda babamla tartışmak istemediğini anlayabiliyordum.
Herhangi bir şey demeden önden evden çıktım ve babamın açtığı arabanın ön koltuğuna bindim.
Çok geçmeden Babam ve Can da gelmişti.
Can'ı yol üstünde dershanesine bıraktıktan sonra karakola gitmiştik. Benim hızlıca ifademi almışlardı. Karakoldan çok oyalanmadan çıkmış ve markete gelmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metresin Kızı
Teen FictionKumral olan "Metresin kızı değil misin?" dediğinde donup kalmıştım. Küçük çocuklardan duymak başkaydı, aklı başında insanlardan duymak başkaydı. Arkamdan konuşmaları bir yere kadar tamamdı, korkak işiydi de yüzüme söyleyecek haddi, cesareti nereden...