35.bölüm

12K 1.1K 59
                                    

Bu bölüm sınav haftam olduğu için bir tık kısa oldu. Bu kadarını yazabildim ve gün ertelemektense kısa bir bölümle de olsa düzenimizi devam ettirmek istedim.

Bu seferlik beni mazur göreceğinizi düşünüyorum.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar...

*

"Sanırım gerçekten baba tostu diye bir şey var."

Küçük bir lokma daha alırken onu da hızlıca yutmuştum.

"Birebir aynı malzemelerle ben yaptığımda asla aynısı olmuyor."

O sebeple babamın tostunun yeri oldukça ayrıydı benim için ancak Miraç'ınki de onunkini pek aratmamıştı.

Miraç gülerken çayından da bir yudum almıştı.

"Sen çok sağlıksız bulacakmışsın gibi gelmişti."

Omuzlarımı indirip kaldırdım.

"Sağlıksız zaten ama sonra diğer öğünlerle dengeliyorum."

"Dengelemek derken?" dedi Arda merakla.

"Mesela şimdi bol karbonhidrat ve yağlı bu tostu yiyorum ya, akşam ve öğlen daha sağlıklı, yağsız şeyler yiyeceğim."

Arda yüzünü buruşturdu.

"Yani kendini cezalandıracaksın?"

"Hayır!" derken ben de yüzümü buruşturmuştum.

"Aksine siz bu kadar sağlıksız beslenerek bedenlerinizi cezalandırıyorsunuz. İstediğim her şeyi yiyorum ama kendime de dikkat ediyorum. Hepsi bu."

"Ölümlü dünya..." derken Miraç umursamazca tostundan da büyük bir ısırık almıştı.

Göz devirdim.

"Zaten öleceğiz diye topluca intihar edip kurtulalım o zaman. Çok saçma bir düşünce!"

"O ayrı, bu ayrı yavrum. Şu an en sağlıklı şeyler bile sağlıksız. Ayrıca o kadar işin gücün arasında bir de ne sağlıklı ne değil düşünemem."

Derin bir nefes verdim.

"Bu kadar kendine düşman olma!" diye de söylendiğimde Arda ikilemde gibiydi.

En sonunda "Bala abla daha haklı." dediğinde ben minik bir kahkaha bırakmıştım ve Miraç da oğluna ters bir bakış atmıştı.

"Sen beni satmaya iyi alıştın..." diye de söylendiği sırada ise ben Arda'ya öpücük atmakla meşguldüm.

"Ama öyle..." demiş ve büyük meyve suyu bardağına uzanarak küçük bir yudum almıştı, Arda.

Kalan son lokmayı da ağzıma atmış ve bir miktar soğumuş olan çayımı da kafama dikmiştim.

"Ben makyaj yapmaya gidiyorum..."

Ayağa kalkmış ve Miraç'ın arkasından dolanarak yanağına minik bir öpücük bırakmıştım.

"Ellerine sağlık sevgilim."

Hızlı adımlarla odaya gitmiş ve en önce ellerimi yıkamıştım. Hemen ardından da telefonumdan müzik açarken makyaj masama kurulmuş ve makyaj yapmaya girişmiştim.

"Bir gün köyden çıktı artık,
Şehirli olacak aklına takmış,"

Bir yandan şarkının ritmiyle olduğum yerde sallanırken Bb kremi cildime yedirmekle meşguldüm. Zamanında çok fazla ilaç kullanmam gerekse de şimdi neyse ki ne sivilce ne de leke gibi bir derdim yoktu ve ton eşitleyici bu kremler yeterli oluyordu.

Metresin KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin