Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
İyi okumalar...
Masaya doğru ilerlerken fazlaca da şaşkındım. Ali arayıp ısrarla gel dediğinde baş başa oluruz diye düşünmüştüm. Hilal, Can, Barış ve Elif sürprizdi tamamen.
"Allah'tan 7 dedim!" dedi. Bana dönük olan Ali beni ilk fark edendi. Kasıtlı bir bekletiş değildi ki insanlar sinirimi bozacak bir şey yapmadığı sürece kimseyi bekletmekten hoşlanmazdım beklemekten de hoşlanmadığım gibi.
"Yarım saat geç kaldım alt tarafı abartma!" diye çıkışmaktan da geri kalmadım yine de.
"Ayrıca bu bilgi bana geçilmemişti?" dedim sorgularcasına ve parmağımla yaptığım daire içine masadaki diğer insanları aldım.
Ali, Hilal ve Elif masanın bir tarafında oturuyordu ve karşılarında da Can ve Barış yan yana oturmuştu. Ali'nin karşısı ve Barış'ın yanı olan boş sandalyeyi çekip otururken Hilal bana o her zamanki yumuşak gülümsemesini sunmuş ve "Nasılsın?" demişti.
"Pişman!" dedim çünkü Ali'nin seni alayım mı teklifini reddederek kendim kaşınmıştım ve buraya gelene kadar canım çıkmıştı.
"Bir daha sana hayır desem de gel beni al lütfen!" dedim ardından da Ali'ye dönerek.
"Ayrıca niye buradayız?"
Ali omuzlarını indirip kaldırdı.
"Kardeş sevgim kabardı." dediğinde ifadesizce de yüzüne tabiri caizse tip tip baktım.
Onca eziyeti hiçbir sebep yokken mi çekmiştim yani?
"Hesaplar benden!" dedi hızla, ağzımı çemkirmek için açtığımda konuşmama müsaade etmeden. Bunun üzerine derin bir nefes alarak söyleyeceğim her şeyi yuttum.
En azından bedava yemek yiyecektim.
"Bir yemeğe tavsan beni de artık sal, her öğlen sana yemek ısmarlamaya razıyım!" dedi Barış da şaşkınlıkla bana dönerek.
"Değil her öğlen bana, tüm okula ısmarlasan yine unut onu, çocuk!" dedim dik dik bakarak. İspiyoncu bir veletti. Hazırlık okuduğunu öğrendiğimden beri çocuk diyordum.
Asla o kadar küçük olduğunu göstermiyordu şekilli bedeni yüzünden ancak Can'dan yalnızca 1 yaş büyüktü ve benden de 3 yaş küçüktü. Ancak bu neden onu daha önce görmediğimi de açıklıyordu. Okula yeni gelmişti çünkü. Ayrıca hem Ali'ye hem Miraç'a çalışıyordu.
Ali'ye beni ispiyonladığı ilk günden itibaren kıl oluyordum kendisine. Tiyatro kulübü sayesinde de kendisiyle hatırı sayılır bir mesai yapmıştık.
"Onunla konuşma dayı!" dedi Elif tersçe, Barış ağzını açtığı sırada ancak bana bakmamıştı bile. Hilal bunun üzerine "Elif!" diyerek kızını uyarmıştı ancak pek sirayet etmiş gibi durmuyordu. Bunun üzerine onu baştan aşağı süzdüm göz devirerek. Üzerinde siyah bir kazak ve kot bir pantolon vardı.
Bu ister istemez kendime dönmeme neden oldu. Yırtmaçlı kot bir etek, siyah çizmeler ve yalnızca alttan iki düğmesini ilikleyerek eteğimin içine soktuğum siyah gömleğim vardı üzerimde. Belimdeki siyah kemer, siyah çantam ve gümüş takılarla da tamamlanmıştı kombinim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metresin Kızı
Teen FictionKumral olan "Metresin kızı değil misin?" dediğinde donup kalmıştım. Küçük çocuklardan duymak başkaydı, aklı başında insanlardan duymak başkaydı. Arkamdan konuşmaları bir yere kadar tamamdı, korkak işiydi de yüzüme söyleyecek haddi, cesareti nereden...