050119 | Yes, I was rejected

149 15 8
                                    

Eve geri dönmüş, Jaehyun'lara uğramamıştım. Kendimi çok pişman hissediyordum, gaza gelip açılmak benim neyimeydi ki zaten?

Sonuç belliydi, değişmiyordu ve değişmeyecekti. Ben evimde yalnız bir şekilde içkimi içiyordum, o da Sehun'laydı.

Telefonumun sesi elimdeki birayı bırakmama sebep oldu. Taehyung arıyordu. İçimden konuşmak gelmiyordu, yanıtlamadım. Durmadı, kapatıp tekrar aradı. Eğer tekrar kapatırsam ciddi bir şey olduğunu düşüneceğini biliyordum, açmak zorundaydım. "Efendim Tae?"

"Ne yaptın kanka? İşim var diye aceleyle çıktın geri de haber vermedin, merak ettik."

"Kanka sonra konuşsak, hiç havamda değilim. Yatacağım zaten birazdan."

Endişelenmişti, diretecekti muhtemelen. "Hayırdır ya, ne oldu?"

"Anlatırım sonra."

"Meraktan çatlatma be Jungo, anlatsana! Jaehyun'un moraller yerlerde, sen bir garipsin. Yetişemiyorum ikinize birden."

"Lalisa'ya açıldım."

"Ne!" Şok olmuştu, ben de şaşkındım, ben de kendimden bunu beklemiyordum. "Ne yaptın, ne yaptın?"

"Sıçtım sıvadım Taehyung, sıçtım sıvadım!"

"Niye abi, nerden esti birden?"

Derin bir iç çektim. "Anlattım zaten arabada konuştuklarımızı, bu gece gidiyormuş. Üzgündü, gideyim konuşayım dedim, tatilden sonraya kalmasın dedim. Sonra tartıştık işte biraz, dengesizsin falan dedi. Gaza geldim aga, ben de anlamadım niye böyle bir şey yaptım, kafam durdu yani."

"O ne yaptı, ne dedi?"

"Şaşırdı, ne desin, kaldı öyle. Zaten iki saniye sonra Sehun geldi, ben de konuyu kapattım, ayrıldım oradan."

"Hiç mi tepki vermedi, hiç mi bir şey söylemedi? İnsan bir karşılık hissetmese bile bir şey söyle mutlaka."

"Demedi diyorum, Sehun damladı hemen. Hiçbir şeyden eksik kalmasın zaten." Başımı eğdim, düşündüm ve devam ettim. "Tayland'a gidiyor zaten bir haftalığına, daha da konuşmayız biz. Artık suratıma bile bakmaz, istemsiz gerginlik oluşur."

"Abartma lan. Ne dramatik bir insansın, belki o da sana karşı bir şeyler hissediyordur, nereden biliyorsun?"

"Taehyung, hayaller aleminde yaşamıyoruz."

"Öf, depresyon mooduna geçilmiş anlaşılan, ne desem gömüceksin kendini."

"Kapatıyorum ben."

"Sıkma canını."

"Bakarız." Telefonu kapatıp biramdan tekrar bir yudum daha aldım. Ben gerçekten aptalın tekiydim, bu hareketimle de tescillenmişti.

Daha fazla düşünmek istemiyordum, o yüzden zaten 5 şişe biramla evimde yalnızdım.

Rezilliğime rezillik katmamak için telefonumu kapattım tamamen. Aynı hata iki kere yapılmaz.

Hiçbir şey yapmadan sadece içerken kendimden geçtiğime eminim. Gözlerime çarpan ışık beni uyandıran faktör olmuştu. Doğrulduğumda etrafa göz attım, dağınıktı her yer. Ben de dağılmıştım ki koltukta sızmıştım. Önce tamamen ayılabilmek için duşa girdim, sonra da baş ağrımın çaresine bakabilmek için kendime kahve hazırladım. Etrafı toparladım. Evi havalandırmak adına camları açtım, burası havasızlıktan iğrenç kokuyordu. Kapı çaldı, beklediğim birinin olmamasından dolayı şaşırmıştım ama üzerinde durmadım, muhtemelen Jaehyun ve Taehyung'du.

cemetery of oceansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin