Kalabalık koridorlarda her zamanki hedefe ilerlettim adımlarımı. Her ders çıkışı şaşmaz orada bir kahve içilir, saçma bir konunun makarası dönerdi mutlaka, mezun olduktan sonra üniversite hayatımda özleyeceğim şeyler listesinin ilk numarasında bulunabilecek bir aktivitedir cafe nero sohbetleri benim için.
Fakültenin ortasındaki duyuru panosunun önündeki toplanmış büyük kalabalığı umursamadan geçtim. Saat akşam beşe gelmek üzereydi ve ben sabahtan itibaren dersten derse koşuyordum, meleğimi özlemiştim ve beni buzlu americanosunu içerken beklediğini biliyordum.
Sonunda neroya giriş yaptığımda masamıza ilerledim. Arkasında olduğumdan beni farketmeyen bir adet Lalisa vardı ve açık taranmış saçları adeta 'gel beni karıştır' diyordu, bu ricasını kırmayacaktım. Tek elimle saçları kabarıncaya kadar karıştırdığımda sinirle elimi itmişti kafasından. İki eliyle saçlarını düzeltti, ben de o sıra yanındaki boş sandalyeye kurulmuştum. Saçlarıyla işi bitince tüm ilgisini bana yönlendirmesi mutlu etmişti içten içe. Kollarını sıkıca boynuma doladığında ben de kollarımı incecik beline sarmış, yüzümü gömdüğüm boyun girintisine bir kaç öpücük bırakmıştım. O da hafif gıdıklanmasından dolayı - gıdıklanmalarına aşığım - kıkırdarken o da iki elini benim saçlarıma daldırıp intikamını almıştı. Lakin ayrıldıktan sonra dağıttığı saçlarımı kendi elleriyle geri düzeltti.
Dikkatimi anca masaya çevirmiştim ve bu masanın genellikle alışık olmadığı biri vardı; Chaeyoung. Gözlerimi gezdirdiğimde doğal davranmaya çalışan Jaehyun komiğime gitmişti - ama gülmedim - onun yanındaysa Jennie ve Taehyung yan yanaydı, onlara alışmak zor olmuştu ama alışmıştık en sonunda. Tamamen zıt iki karakterlerdi, biri siyah diğeri beyazdı. Jennie, Taehyung'un elini kucağına koymuş sıkıca tutuyordu, bizse Taehyung'un birileri ile el ele tutuşabildiğini şu zamanlarda öğrenmiştik.
"Biz de tam festival hakkında konuşuyorduk." Haberimin olmayışıyla kaşlarımı çattığımda Lisa anlamıştı. "Duyuru panosuna hiç göz atmadın mı Jungkook?" Azarlayıcı ses tonuyla sorduğu soruya onun tam tersine fazla rahatça cevaplamıştım. "Çok kalabalıktı, hiç bakasım gelmedi."
"Seul dışında, güzek bir alanda kamplı bir festival yapılacakmış. Konserler, havuz partileri falan. Anlayacağın çok eğleneceğiz."
"Eğleneceğiz? Gidiyoruz yani." Önündeki americanoyu kendime çekip bir yudum aldım. "Saçmalama Jungkook, tabii ki gidiyoruz!"
"Tüm okul gidiyor." Jaehyun'un eklemesine Lisa heyecanla baş sallayıp onu onaylanmıştı. Ben kararsızdım, içimde pek de gitme isteği yoktu aslında. "Niye surat astın ki şimdi?" Lisa'ya omuzlarımı kaldırarak cevap verdim. "Asmadım."
Chaeyoung hepimize karşı konuştu. "Hem hep birlikte olacağız, festivale ayak uydurmak zorunda da değiliz, kendi halimizde takılabiliriz. Kafa dinleriz, tatil yaparız. Farklılık olur."
"Gidilir, sarar yani." Taehyung da yorumunu yaptığında herkes bu festivalde niyetliydi. Lisa benden böyle bir tepki beklemiyordu anlaşılan, hafif hayal kırıklığıyla beni ikna etmek için ısrar ediyordu. "Üç gün boyunca birlikteyiz, birlikte uyuruz, denize de gireriz." Şaşırmıştım, deniz konusunu ondan duymayı beklemiyordum. "Denize girmek? Sen denize mi gireceksin?"
"Evet, girerim. Çok derinlere gitmem, hafif ıslansam yeter zaten." Omuz silktim. "Şaşırttın. En son bayağı sinirliydin."
"Neden acaba?" İç çektikten sonra bir de üzerine oflamıştı. "Jungkook bir heves kırma ya gidelim işte."
"Bilmiyorum ya, kararsızım. Pek gelesim yok, en olmadı sen gidersin." Gözlerini kocaman açıp uyarıcı bakışlarını sunmuştu. "Saçmalama, tek mi gideceğim?" Arkama yaslandım. "Bakarız ya." Gözlerini devirip o da benim gibi yaslanmıştı arkasına. Konu değiştirmek amacıyla bakışlarım Chaeyoung'u buldu. "Tebrik ederim bu arada, konserin çok güzeldi." Tatlı bir şekilde gülümseyip teşşekkür etmişti. "Aslında çok gergindim o gün, sahneye çıkma isteğim bir anda uçup gitmişti, sınıftakilere söyledim ama izin vermediler tüymeme, zorla çıkardılar beni. Sonrasında tüm gerginliğim gitti ama, müziğe kaptırdım kendimi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cemetery of oceans
Fanfic"Arkanda bıraktığın kokunla yetinemiyorum sevgilim." Lalisa Manoban Üniversite son sınıf öğrencisiyken bahar şenliğinde yaşanan kaza sonucu hayatını kaybeder.