"Üzgünüm Lalisa sana verdiğim sözü tutamıyorum, güzel bir hayat yaşayamıyorum. Arkanda bıraktığın kokunla yetinemiyorum sevgilim. Ben bitiyorum."
Ayaklarımı uçurumdan aşağı sallandırmış, bir taşın üzerinde uçsuz bucaksız okyanusa bakıyor ve son dakikalarımda bu okyanusun kokusunu çekiyordum ciğerlerime. Bu koku birazdan bir hikayenin sonunu getirecekti. Bizden geriye kalan şeyse belki bir kaç dalga olacaktı. Sırra kadem basacaktım, kimsenin bu yaptığımdan haberi olmayacaktı.
"Bak Lalisa, sana papatyalar getirdim. Sen çok severdin papatyaları, papatyalar da en çok sana yakışırdı zaten." Derin ama huzuru bulmuş bir nefes verdim. "Bu özlemim artık son bulacak, birbirimize kavuşacağız güzelim." Gözlerimi kapatıp son kez güneşin sıcaklığını yüzümde hissettim. Yaşam sebebimi kaybedeli çok olmuştu üstüne artık yaşayacak gücüm de kalmamıştı ve ben de buna bir son vermeye karar verdim.
Tam olarak son denilemezdi, ben uzun süredir bu anı bekliyordum. Ne de olsa her son bir başlangıç değil miydi?
Hala gözlerim kapalıyken var gücümle okyanusa haykırdım. "Ben geliyorum! Lalisa ben geliyorum! Bundan sonra gözyaşı ve özlem yok!"
Kendimi uzun bir sürenin ardından ilk defa mutlu hissediyordum bu da verdiğim kararda netliğe varmamı destekliyordu.
Ben bu gün, tam da şu anda, bu uçurumda, hayatıma son vereceğim. Lakin bu benim için bir son olmayacak, bir hayatı terk edip diğerine geçeceğim. Daha mutlu olduğum, yalnız olmadığım yere gideceğim. Olmam gereken yere, Lisa'nın yanına.
"Ben daha fazla yapamıyorum. Kimse beni anlamıyor. Beni hiçbir zaman senden başka kimse anlayamadı." Omuzlarımı silktim sanki karşımdaymış da onunla konuşuyormuşum gibi. "Bu yıllar öncesinde olmalıydı. Bunu söylemekten o kadar sıkıldım ki ama son kez söyleyeceğim: kaza günü ölen kişi ben olmalıydım. Dert değil biraz gecikti ama bu gün son bulacak her şey. İçimdeki bu aptal yarım kalmışlık hissi de, beynimin içinde bitmek bilmeyen yankılar da, hepsini bitireceğim bu gün." Elimdeki papatya demetini açıp teker teker suya fırlattım.
"Sence de haddinden fazla ayrı kalmadık mı sevgilim?"
Bir papatya daha suyla boğuştu.
"Seni çok özledim Lalisa."
Bir papatya daha...
"Yıllardan beri ben bu anın hayalini kurdum ve birazdan her şey son bulacak." Elindeki tüm papatyaları gönderdi suya. Birazdan bedeni de bu papatyalar gibi suyun içinde dağılacaktı. "Bir kapı kapanacak ve öteki kapı açılacak. Biz bir araya geleceğiz, ölüm bizi ayıramamış olacak."
"Ölüm bizi birleştirecek."
Ayağa kalktım. Göz ucuyla aşağı baktığımda kalbim heyecanla çarptı. Yedi sekiz adım geriye çıktım. Hızımı aldım ve koşarak bu kara parçasından son kez ayrıldım.
Bedenim havada savruldu ve suyun içine gömüldü. Soğuk kanıma işlerken bir kaç dakika sonra nefessiz kalışım zorlanmama sebep olmaya başlamıştı ama bu bir problem değildi. Sakince dibe çökerken ölümümü bekledim.
Lalisa'yı görüyordum. Dağılmış saçları, porselenden kusursuz yüzü, cennet misali karşımdaydı. Bana bakıyordu, bana gülümsüyordu. Ellerimi tutmuş beni dibe çekiyordu.
Gözlerimi kapattım ve her şey son buldu. Bir hikayenin daha noktası konuldu. İçimi huzur kapladı ve kalbim atmayı bıraktı.
Seni bırakmayacağımı söylemiştim Lalisa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cemetery of oceans
Fanfiction"Arkanda bıraktığın kokunla yetinemiyorum sevgilim." Lalisa Manoban Üniversite son sınıf öğrencisiyken bahar şenliğinde yaşanan kaza sonucu hayatını kaybeder.