1.Bölüm "Ferit=Piç Kurusu"

2.3K 68 1
                                    

Ben hayatınızda görebileceğiniz en sıradan kız olabilirdim. Yaşantısıyla, giyimiyle, kuşamıyla, hayata bakış açısıyla bile neresinden bakarsanız bakın sıradandım işte. Ta ki hayatıma o girene dek.

Onunla tanışmamız bile dünyanın en tuhaf olayı olabilirdi. Çünkü o gelmeden önce haberi gelmişti. Biliyorum sözlerimden çokta anlamlı şeyler çıkartamadınız ama size söz veriyorum işin sonuna geldiğimizde ne demek istediğimi kavrayacaksınız. Lakin bunun için son cümleye kadar benimle kalmalısınız.

Yine sıradan bir iş gününde öğlen arasında yemekhaneye inmek yerine, ofisimde tostumu yiyor ve çayımı yudumluyordum ki ekip arkadaşlarımdan Aslı ve Selcan odaya kan ter içinde girdi. Ciddiyim sanki arkalarından atlı kovalıyordu.

"Ne oluyor ya?" diye sordum şaşkınlığımı gizleyemeyerek.

"Seyran?"dediler nefes nefese.
"Bu aralar biriyle tanıştın veya flörtleştin mi?"

Sordukları soruyla, yüzlerindeki korku dolu ifadeyi hiçbir şekilde bağdaştıramadım. Yani ne alakaydı bu gerginlikleriyle, benim özel hayatımın ilişkisi?

"Hayır?" dedim aynı şaşkınlıkla. Uzun zamandır hayatıma ne birini alıyordum ne de birileri girmek istiyordu. Bu yüzden annemden sürekli "evde kaldın işte, seni alan yok" türküsünü dinliyordum.

"Seyran bunu sana nasıl söyleyeceğiz bilmiyorum ama..." dedi Selcan.

"Önce bir kendinize gelin ne bu haliniz Allah aşkına?" dedim.
İkiside bu lafımın üzerine masamın önündeki koltuklara zor attı kendilerini. Herşey gerçekten onların bu tuhaf haliyle başladı diyebilirdim.

"Neler oluyor doğru düzgün anlatın şunu"

"Seyran biz bugün ne öğrendik biliyor musun?" dedi Selcan gizem dolu sesiyle.

"Ne?"

"Ay yok ben söylemeyeceğim" dedi hemen sonra Aslı'ya.

Bunların bu korku ve gizem dolu halini görünce elbette bende huzursuzlanmıştım. Aklıma hemen müdüre son attığım rapor ile ilgili bir şey demiş olacağını gelmişti. Zaten benimde içime sinmemişti. Keşke atmasaydım diye düşündüm.

"Ya söylesinize?!" diye çıkıştım en sonunda. Çünkü sürekli birbirlerine bakıp kaş göz işareti yapıyorlardı.

"Seyran..."dedi yeniden Selcan devamını getirmeyerek.

"Eeee..."

"Bu aralar biri seninle konuşmaya felan kalkarsa dikkatli ol tamam mı?"

Suratına boş boş baktım Selcan'ın. Çünkü bu cümleden bir şey anlamam mümkün değildi.

"Ne demek bu şimdi?"

"Yani...oof ben bunu nasıl diyeceğimi bilemiyorum" diye kestirdi attı.

Durduk yere öğle vakti odama paldır küldür dalıyorlardı, yüreğimi ağzıma getiriyorlardı ama gerisini nasıl diyeceklerini bilmiyorlardı.

"Gerçekten yüzünüze karşı küfretmemi istemiyorsanız konuşun lütfen" dedim gerginlik ile burun kemerimi sıkarak. Salak insanlara tahammülümü yitireli yıllar olmuştu.

"İş çıkışı konuşalım o zaman" diye öneride bulundu Aslı. Gerçekten beni tedirgin etmeyi başarmışlardı. Bu kadar söylemeyedikleri şey ne olabilirdi?

"Yemin ederim şu sıcak çayı fırlatırım size. Ya söylesenize?!?!"
Yok anacım bunlar iyilikten anlamıyordu illa delirecektim, illa sayıp, sövecektim.

"Eee ben diyorum benden günah gitti" dedi Selcan ama Aslı'nın halen gönlü yoktu.

"Ama ya söylediğimiz ortaya çıkarsa?"

Playboy Yok Edilmeli!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin