Bölüm Şarkısı;
Tarkan-İşim olmazTebrikler artık yeni bir hobim vardı!
Her sabah, daha yataktan bile kalkmamışken istikrarlı bir şekilde instagrama girip Ferit'in profilini kontrol ediyordum. Çok sık bir şey paylaşmıyordu ve basketbol postu halen üst sıradaydı ama hakkında bir şeyler öğrenmek hoşuma gidiyordu. Mesela fotoğraflardan birinde annesini etiketlemişti, oradan ağabeyini,yengesini bulmuştum ve ne işime yarayacaksa yeğeninin bu sene takdir belgesi aldığını öğrenmiştim. Stalk gerçekten bir bataklıktı ve girince kolay kolay çıkılmıyordu.
Bunun yanı sıra şirketimizin yıl dönümüne son 15 gün kalmıştı ve bu son günler Ferit'in de son günleriydi. Kızlar gruptan geri sayım başlatmış ve her sabah sayıyorlardı. Bu sabahta ilk aldığım mesaj Aslı'dan büyük harflerle yazılmış "SON 15!" mesajıydı.
Bülent bey'den organizasyon için tutulacak mekan onayı da ancak son gün 15 gün kala geldi. Biraz daha oyalansaydı kutlamayı ancak kendi fabrikamızdaki bahçede yapabilirdik. Gerçi Ferit ile beraber gezdiğimiz ve iki katlı olmasından dolayı hoşuma giden mekanda karar kılmak buna değmişti. Fiyatı cep yaksa da görkemi buna değerdi.
Kızlar işlerin gidişat hızından memnun değildi ve Ferit'in bu kadar yavaş ilerliyor olması onları tatmin etmiyordu. Performansının bu kadar düşük olmasını da bana bağlıyor ve aramıza çok fazla mesafe koyduğumdan şikayet ediyorlardı fakat adamın beni 4-5 gün önce öptüğünü bilseler eminim böyle demezlerdi.
Dedikleri gibi yapacaktım. O bana adım attıkça bende ona yürüyecektim. Kalbimi saf dışı bırakmak inanın çok zordu. Herşeyimle ona doğru çekilirken, halen bu oyuna devam etmekte çok zordu. Her sabah kalkıp o basketbol postunu görmek ve altında yazılanları okurken içimin kıpır kıpır etmesine engel olmak daha da zordu ama yapacaktım. Yapmalıydım...
15 gün sonra bu işten en az hasar ile kurtulmanın yolu herşeyin bir oyun olduğunu hatırlamaktı.
İşlerimi toparlayınca öğlen yemeğine erken indim çünkü ne de olsa Ferit bir yerlerden haber alıyordu. Fabrikamızdaki bu gizemli bilgi ağı nasıl ve kimler tarafından oluşturuluyordu halen bilmiyordum.
Yemekhanede en dipte, hemde pencere yanı olan masaya gittim oturdum ve birkaç kişinin selamına karşılık verdim. Henüz daha iki dakika olmuştu ki oturduğum masa başka kişiler tarafından doldu. Toplam beş erkekle paylaştığım masa, onların hayvanca davranışları nedeniyle iyice rahatsız hissettirdi. Bir tanesi açtığı ekmek poşetini benden tarafa atmıştı.
Bu dağdan az önce inmiş gibi duran insanlara aldırmadan sabırla onun gelmesini bekledim. Yemeğim bitsede kalkmadım ama ortada gözükmüyordu. Gözlerim kapılardayken, daha fazla dayanamayarak kızlara sordum.
"Odasında halen" demişti Ayşe ve onu Selcan tamamlamıştı.
"Dışarıdan yemek söylemişler sanırım"
Bu kadar zamandır burada boşu boşuna oturduğumu öğrenince ister istemez öfkelenmiş ve tabldotu mutfağa fırlatır gibi atıp çıkmıştım. Kızlara da kızdım boşu boşuna zaman kaybettirmişlerdi bana şunu baştan öğrenselerdi ya.
Günün geri kalanını rapor hazırlayarak geçirdim. Çünkü yıl dönümünün yaklaşması demek, tüm yatırımcılarında geliyor olması demekti ve biz onlara iyi işler yaptığımızı kanıtlamak zorundaydık.
Bülent bey'in talimati ile arşiv odasındaydım. Sabahtan beri getir götür işlerindeydim. Raylı raflar arasında, tozlu dosyalar ile cebeleşşirken kızlardan yeni bir mesaj aldım.
"Ferit geldi mi Seyran?" diye soruyorlardı.
"Nereye geldi mi?"
"Sizi katta?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Playboy Yok Edilmeli!
ChickLitÇıldırt beni, çıkart beni baştan İsmin neydi yine unuttum telaştan?