27.Bölüm"Kalbim acıyor sandım, sütyen teliymiş"

1.5K 101 18
                                    

Bölüm Şarkısı;
Gülşen-Ne kavgam bitti ne sevdam

#Seyran

Hepimizin hayatında talihsiz günler olmuştur. Herşeyin üst üste geldiği, yok artık dediği ve dedikçe daha beter bir hal aldığını günler.

İşte o günlerden biriydi.

Güne Esra manyağının parmaklarını ezerek, izin isteyip işten erken çıkarak ve peşime bu Bratz kızlarını takarak gelmiştim. “Yalnız kalmak istiyorum” cümlesi herhalde bunlarda “Hadi toplanıp bana gidelim” demeye denk geliyordu. 

Herşeyi detaylıca anlatmıştım ve benden daha çok sinirlenmişlerdi.

“Keşke saçını da dolasaydın eline”

“Ay ben olacaktım orada varya…”

Kendileri olsa adım gibi emindim ki bir halt yiyemezlerdi çünkü Esra bunların hepsinin elinden Ferit’i çalmayı başarmıştı. Bunlarınki sadece kuru sıkıydı.

Yine de iyiki Mehmet bey oradaydı. Yoksa artık birbirimizi dişliyor mu olurduk, yoksa toplantı masasında smackdown mu yapıyor olurduk ilerisini tahmin bile etmek zordu.

“Bebeğim bu kaltak senden ne istiyor?” diye sordu Aslı ve “Ne istediği belli değil mi?” diye Selcan cevapladı onu.

İstediği belliydi ama bende de yoktu ki?!

Adam ile görüşmüyor, telefonlarını açmıyordum daha ne yapabilirdim? Alsın onun olsundu.

“Nasıl bir boka bulaştım ben?”

İş artık içinden çıkılmaz bir haldeydi. Ferit piçi bana tutulduğunu  söylüyordu. Esra Ferit’in kendisine kör kütük aşık olduğunu söylüyordu. Kızlar ise… bunların artık bu senaryodan çıkması gerekiyordu çünkü beni delirtmekten başka bir vasıfları kalmamıştı.

“Seyran bebeğim üzme kendini çabuk yaşlanırsın bak”

Gerçekten ben bir sabır perisiydim, özel bir yeteneğim felan vardı da benim haberim yoktu. Çünkü bu kadar şeyi çatlamadan kaldırmam imkansızdı.

“Ne olacak şimdi?” 

Cevabını yazardan başka kimsenin bilmediği tek soru buydu. (İnan o da bilmiyor asdklgjsdg)

“Kapı çalıyor”

“Birini mi bekliyorsun?”

Koca şehirde yalnız yaşıyordum, kimi bekleyecektim ben. Bazen üst komşum yemek yaparsa bir tabak yolluyordu aksi halde gelenim gidenim olmazdı.

“Ben lavaboya gidiyorum, kapıya bakın” dediğim tayfa yine zekasını kullanarak hep birlikte kalkmış topluca kapı açmaya gitmişlerdi. Gerçekten hazır gitmişken, tuvalette bileklerimi kesme veya ağzıma ilaç doldurma fikri çok kötü gelmiyordu.

Ben işimi görürken, içeride bir curcuna yaşanıyordu ama iyi bir tahminim yoktu. Genel de de kuş gibi cıvıldayıp ve herşeye aşırı tepkiler verdikleri için önemseyemiyordum.O yüzden çokta acele etmeden, ellerimi kurulayarak, mutfağa girdim, soğuk bir su içtim, çekmecedeki kurabiyeleri çıkardım ve ancak ondan sonra yeniden salona yöneldim.

Öncelikle kabul ediyorum. 

Kızlar bu defa beni şaşırtmayı başarmışlardı çünkü salonumun ortasında bir adet Ferit görmek beklenilebilir bir şey değildi.

“Seyran…” dedi beni görünce. Sesinde bir parça kurtar beni ne olursun tınısı vardı.

“Senin ne işin var burada?”

Playboy Yok Edilmeli!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin