18.Bölüm "Yıl Dönümü"

1.1K 88 37
                                    

Bölüm Şarkısı;
Walk Off the Earth-My stupid heart
(Yazarken hep bunu dinledim sizde dinleyin)

Çok zordu.

Şu geçen son dört gün gerçekten çok zordu.
Hem yaşanılanları sindirmek hemde yaşamaya devam etmekte zordu.
"Beni bir kere" dinle diye evimin önüne kadar gelen Ferit'i dinlememekte çok zordu.
Akıl sağlığımı korumak için üstün çaba sergiliyordum.

Bunun yanında beklenen gün nihayet  gelmişti ve organizasyon için Bülent bey ile beraber bir saat erkenden mekana gelmiş, hazırlıkları kontrol ediyorduk.

"Bir sıkıntı yok eminsin değil mi Seyran?" diye sordu bugün 28.kez ve ben göz devirmemek veya yeter artık diye bağırmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Eminim Bülent bey"

Kırk kere mutfağa gidip kontrol etmiş, salondaki masalara tek tek bakmıştık. Daha ne olabilirdi Allah aşkına?

"Arka fonda bir şeyler çalacaklar değil mi?"

"Evet Bülent bey"

Bugüne özel firmamızın isminin ve logosunun olduğu pastamız ve hediyelerimizde vardı. Haklarını yemek olmazdı şimdi kesenin ağzını baya bir açmışlardı.

İnsanlar saat sekiz de yavaş yavaş gelmeye başladılar. Tüm beyaz yaka bu gece buradaydı. Listeye baktığımda gelmem diyen olmamıştı.

Şimdi herkesin birbirine iltifat ve yalakalık edeceği, müdürlerin bir saat süren bir konuşmalar yapacağı çekilmez bir gece olacaktı.

Birkaç kişiye hoşgeldiniz dedikten sonra bende varıp benim için ayrılan masaya oturmuştum. Hiç keyfim yoktu ve görmek istemediğim insanlar ile karşılaşmak istemiyordum. Zaten masamda çok dipte bir yerlerdeydi.

"Değerli Safir Grup çalışanları" diye mikrofona doğru konuştu insan kaynakları müdürümüz Mesut bey.

"Firmamızın 25.yılına özel gerçekleşen bu güzel akşam yemeğine hepiniz hoş geldiniz"

Ufak bir alkış koptuğunda bende ayıp olmasın diye iki el çırpmıştım. Nasıl geçecekti bu gece gerçekten bilmiyordum. İnşallah dökülen yağlardan ayağımız felan kaymazdı.

Garsonlar tembihlendiği gibi saat dokuza doğru servis yapmaya başladılar ve hem alkollü hem alkolsüz içecek fırsatı sunuyorlardı. Bugün içmeyecektimde ne zaman içecektim?

Fon müziği olarak piyano eşlik ediyordu ama herkes koloniler halinde sohbete daldığı için uğultular müziği bastırıyordu. Benim bulunduğum masada dış ticaret ve muhasebe bölümünden kişiler vardı ama kimseyle iletişim kuracak psikolojide değildim.

"Seyran çok şıksın" diye birkaç iltifat alsam bile sallamadım. Duygu dumurumumu anlatacak tek kelime büyük bir boşluk olurdu sanırım. Hemde öyle bir boşluktu ki bir daha dolacak gibi durmuyordu.

Sahi ben herşeye nasıl devam edecektim? Nasıl eski halime dönecektim?

Günlerdir bunu düşünüp durmuştum. Hepi topu 5-6 haftadır hayatımda olan birinin beni böyle dağıtması normal değildi. Üstelik kendi kendime konuşmaktan kafayı yeme tehlikemde vardı. Gözlerimin nemlendiğini hissedince kızdım kendime. Bir tek ulu orta yerde ağlamam eksikti.

Dahil olamadığım ve olmadıyı da red ettiğim masamdan lavaboya gitmek için kalktım. Şimdi durduk yere rimelim felan akacaktı, iki saat uğraşacaktım birde.

Kadınlar tuvaletinde kimsenin olmadığını görmek nasıl iyi hissettirmişti anlatamam. İçerdeki curcunadan sonra burası cennet gibi gelmişti. Elimi ıslatarak önce yanaklarıma sonrada enseme su verdim. Biraz daha sık dişini dedim aynadaki suratsız Seyran'a. Şu pasta kesilsin, hediyeler dağılsın direk kaçardım.

Playboy Yok Edilmeli!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin