Hastane kapısında çok fazla kamera, haber kanalları ve seçimlerde oy kullanacak insanlar olduğu için arka kapıdan içeriye almışlardı bizi. Hyunjin ile el ele sıkıca tutuşmuş asansörle yukarı çıkarken önümüzdeki hemşire Bayan Hwang'ın hala daha ameliyatta olduğunu ve çok geç kalındığı için sezaryen doğuma alamadıklarını söylemişti. Rahim ağzı genişlemiş ve bebeğin başı göründüğü için doğumu yarıda bırakamamışlardı.
"Ne zaman çıkar?" Diye sorduğumda hemşire omuzlarını kaldırıp indirdi.
"Bir hemşire olarak saklamaktansa söylemeyi tercih ederim... Annenin durumu pek iyi değil. Yaşından dolayı sezaryen tercih edilmeliydi ama koşullar izin vermedi. Bebek kuvözde de yaşayabilir, tıp teknolojisi artık çok daha iyi yerlerde. Annenin doğumdan sağ salim çıkamayacağını belirtmek zorundayım."
"S- sakat kalır en fazla, d- değil mi?" Hyunjin'in titrek sesiyle gözlerim doldu ben engel olamadan. Hemşire başını iki yana salladı.
"Annenin kalp rahatsızlığı olmasına rağmen ilaç almamış olması da durumu biraz riskli hale getiriyor." Dediğinde hemşire Hyunjin başını yukarı kaldırdı. Gerçekten çok etkilenmiş görünüyordu.
Zamanında ona katil olarak doğduğu söylenmişti. Hayatı boyunca kendisini anne katili olarak bilmişti ve yıllar sonra annesinin yaşadığını öğrenmiş, onu yanına almıştı ama şimdi... gerçekten annesinin ölme tehlikesi vardı ve sebebi ise karnındaki bebekti.
"Annemin kalp hastalığı mı varmış?"
"Anneniz sizden sağlık sorununu saklıyor olmalı-"
"Hayır, annemle sadece birkaç ay önce tanıştım." Hemşire daha fazla soru sormak istememiş olmalı ki önüne döndü ve asansörün kapıları açıldığında hemen indik.
Koridorun sonunda Hyunjin'in ablasını gördüğümde koştum. Tam konuşacağım sırada duyduğum çığlıkla olduğum yerde kaskatı kesildim. Tanrım, kadın olmak gerçekten zor olmalıydı...
İçeriden bir hemşire çıktığında dehşet içinde bakıyordu. Hyunjin'in ablası da ayağa kalktığında hemşire bize baktı ve önce eldivenlerini hemen ardından da başındaki saç düşmesin diye taktığı tül boneyi çıkarttı. Ellerindeki eldivenlerle boneyi sıkarken titrediğinin farkında mıydı acaba?
"Ben ömrümde ilk kez bu kadar zor gerçekleşen bir doğuma tanıklık ettim." Pekala, ummadığımız şeyler duyacaktık. "Anne, bebeğin henüz başı çıkmış iken dayanamadı. Doktorlar ellerinden gelen her şeyi yaptı ancak annenin kalbi hem acıya hem de bu kadar kanamaya dayanacak durumda değildi."
"B- bebek?" Hyunjin hemen yanımda yere dizlerinin üstüne düşmüşken bir eliyle elimi sıkıca tutuyordu ve konuşamıyordu. Mırılanmasını duyduğumda hemşireye dönmüştüm ki kuvözde ameliyathaneden çıkan bebeği gördüğümde nefesimi tuttum.
"Bebeğimiz bir kız. Dokuz ayını tamamlayana kadar kuvözde kalacak... Başınız sağolsun, size daha detaylı bilgilendirme yapacaktır doktorumuz."
Hyunjin'in eli elimden kaydığında hemen yere çöküp kollarımı boynuna doladım. "Bebek yaşıyor, Hyunjin. Bir kız kardeşimiz oldu." İlişkimiz ve cümlenin garipliğiyle kaşlarımı çatsam da sesimi çıkarmadım. "Ha- hadi ayağa kalk bebeğim~"
"Katil..." diye mırıldandı. Elimi hemen dudaklarına götürüp konuşmasını engelledim çünkü o kelimeden sonra ne diyeceğini çok iyi biliyordum. Başımı hemen iki yana salladım. "Hayır, hayır Hyunjin o bebek masum. O hala daha meleklere ait, henüz gözlerini açamamış bir kız çocuğu. Sen de öyleydin." Deyip ellerimi yanaklarına yasladım ve bana bakmasını sağladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love of the Mafia
Fanfictionİki ayrı mafya elebaşı: Hwang ve Lee. Birbirlerine küçüklükten beri düşman olarak büyüyen iki adamın savaşının ölümle sonuçlanmasının sonucu oğullarının onların yerine geçmesiyle başlayan yeni bir savaş. Travmalarla büyüyen, babalarının intikamını a...