Hyunjin önümde uyurken yastığa sıkıca sarılmıştım. Kafamda dönüp duran düşünce onun nasıl bir tepki vereceğini düşünemediğim bir düşünceydi. Baba olmak? Travmatik bir hayat yaşayan iki kişinin baba olması? Yapabilir miydik bilmiyorum ancak kendimi o bebeği katlederken düşünemiyordum.
Yataktan sessizce çıkıp üzerime kalın bir hırka giydim. Günün doğmasına az kala evin içi bile buz gibi olmuştu. Ellerim ceplerimde koridorun sonuna doğru ilerlemeye başladım. Hyunjin bir karar veremiyor ve kendisine zarar veriyor ise bu işi ben çözecektim. Bencil olarak hem de.
"Bayan Hwang?" Açık olan kapıdan içeriye baktığımda elindeki kalın kitaba bakan kadını gördüm. Bana yan gözlerle bakıp kitabı incelemeye geri döndüğünde baktığı kitabın aslında bir fotoğraf albümü olduğunu anladım. İzin almadan içeri girip hemen karşısına oturdum ve parmaklarımla oynarken konuştum.
"On bir yaşımdı, babam bana doğum günü hediyesi aldığını söyleyip yanına çağırmıştı. O gün bana giydirdiği şeyler hala daha evde bir kutunun içinde duruyor. On bir yaşımda ilk kez uyuşturucu ile tanışmıştım. İlk neler oldu hatırlamıyorum ama ayıldığımda iğrenç bir karın ağrısıyla ayılmıştım. Babamın elleri belimdeyken sürekli kendisini itiyordu bana doğru ve canım yanıyordu. Bana her çarptığında acıyla çığlık atıp ağlıyordum. Bu böyle on iki sene sürdü, bu işkence babam öldüğünde bitmiş oldu. Her perşembe günleri Tanrı'ya yalvarıyordum 'gece olmasın' diye ama oluyordu, beni odasına çağırıyor ve gitmezsem de bir başka korumaya becertiyordu. O on bir yaş günümde bana babam 'seks işçisi' demişti. Sürekli orospu lakabı takardı. Sanki becerdiği oğlu değil de metresiymiş gibi konuşurdu. O günlerden sonra bir daha size göre düzgün giyinemedim, kendimi size göre normal hissetmedim." Üstümdeki pembe hırkaya daha çok sarıldım. "Kimseye cinsel olarak yaklaşamadım... Chris hyung ile bile denedim çünkü yapamayacağımı biliyordum ama denemeye çalıştım işte. İlk kez Hyunjin bana dokunduğunda, beni öptüğünde kötü hissetmedim Bayan Hwang. Sizden sadece beni, bizi anlamanızı istiyorum çünkü ne benim ne de Hyunjin'in yanında vardınız."
Yüzü bana dönük değildi ama gözleriyle beni izlediğini biliyordum. Albümü bırakıp vücudunu bana döndürdü ve ellerini kucağında birleştirdi. "Bunları neden bana anlatıyorsun?"
"Çünkü canım yandığında bunları anlatacak bir annem hiçbir zaman olmadı." Derin bir nefes alıp devam ettim. "Annem bütün bunları görmezden gelmişti." Sol gözümden bir damla yaş aktığında hemen hırkamla sildim ve Bayan Hwang'a döndüm. "Burada olmamın sebebi size bir teklifte bulunmak aslında Bayan Hwang."
***
Hyunjin'in Ağzından...
Uyandığımda kolum küçük bedene sarılıydı. Elim karnında, eli elimde uyuyakalmış olmalıydık. Bir saniye, buna imkan yoktu. Etrafıma bakınıp neler olduğunu hatırlamaya çalıştım. Başımda bir ağrı varken gece neler olduğunu hatırlamak için zar zor çalışan beynimi zorladım.
Sinirle odamdaki duvar içinde bulunan kasadan uyuşturucuların olduğu paketleri alıp o sokağa gitmiştim ve deli gibi çekmiştim içime, ondan sonrası yoktu işte...
Yataktan inmek için hareketlendiğimde Felix'in kırpıştırdığı gözleri dikkatimi çekti. "Uyanmışsın." Gözlerini tamamen açıp bana baktı ve sırtını döndü. Pekala, açıklama yapmam gerekiyor değil mi? "Özür dilerim." (Yazar notu: Hayattan beklediğim performans LDKDLDMDOSMDPDK)
"Özür mü dilersin? Hyunjin, bir daha seni o halde görürsem gerçekten... ah, boş ver." Yataktan çıkmak için hareketlendiğinde hemen bileğinden tutup kendime çektim ve üstüne çıkıp iki elimi de başının iki yanına koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love of the Mafia
Fanficİki ayrı mafya elebaşı: Hwang ve Lee. Birbirlerine küçüklükten beri düşman olarak büyüyen iki adamın savaşının ölümle sonuçlanmasının sonucu oğullarının onların yerine geçmesiyle başlayan yeni bir savaş. Travmalarla büyüyen, babalarının intikamını a...